Nadide bir seri idi. Tek geçerim.:huh:
CSi'de başka abicim
:ok:
Benim bu M serisiyle ilgili çok matrak bir anım vardır
94-95'ler böyle E34'lerin son yılları yani, bizim bi Hikmet ablamız vardı, eşiyle beraber komisyonculuk, araç sigorta işleri v.s yaparlardı. Takastan bırakılan arabalarıda alır kullanırlardı satılana kadar. Bizi çok severdi, her sefer hem alın deneyin diye hemde sağa sola yollarken verirdi anahtarı
gene günlerden birgün Hikmet abla çaardı bizi, çaarmaz olaydı
gittik kapıya noldu, anahtarı uzattı, çıkın dedi kapıda lacivert birşey var, anlamadık ne olduğunu yeni düştü bizede, bakın bir dedi
Anahtara bir baktım BMW logolu, ee iyi dedik aldık
kapıya çıktık ilerde bir tane 3.18 vardı tek kapı, lan dedik aha budur
anahtarı zorluyoruz deliğe sokmak için girmiyor
kanka omzuma dokundu lan Baki şu olmasın dedin, bir tane kirli tozlu ama eşşek gibi ofsetli eşşek gibi geniş tabanlı bir E34 duruyor
hadi lan dedim olamaz, gel lan dedi bir baktım bingo
kapılar açıldı, biz heyecandan dikkat kesilemiyoz sağına soluna ama hiçbir yerinden bir halt da yazmıyor, sadece BMW logosu var işte kupkuru
ha bir yazı daha varda sona yazacam onu, hoş bizde önce anlamadık, lacivert zeminde siyah yazı olunca birde kirli tozlu
Spoiler'ini dalgaya aldık lan dedik sanayide napmışlar buna, gizli spoiler vardı, bagaj kapağına içten eğim vererek spoiler yapmış adamlar
bizim ilk işimiz hemen kaputu açmaktı, önce bir hep motora bakardık işte
neyse açtık kaputu, böyle ikimizde karşılıklı yan taraflarından bakıyoruz, eğildik bakıyoruz, kankayla konuşuyoruz işte aa bak şu şöyle böyle, bak nasıl yapmışlar falan diye ama ters giden birşeyler de var hissediyorum, arabada bir pislik var
sonra kanka 4 silindir, 1.8'dir bu, hiç olmadı 6 olaydı be falan dedi, 2.0 bile değil, anca şekil var işte dedi. Bomba burada patladı tabi
ben hafif kafayı kaldırıp, sen kaç tane saydın dedim, dööörtt dedi, iyi de bende bu tarafta dört sayıyorum yalnız
birbirimize yaklaşık 1 dk kadar donuk ve elemli gözlerle bakıştık
araba V8 motordu çünkü
kaputu nasıl kapatıpta içine binip marş bastığımızı hatırlamıyorum bile, sanırım benim kallavi ilk kullandığım arabaydı da, ondan önce bir İnfinity maceramız olmuştu sanırım ama açılışı bununla yapmıştım diye hatırlıyorum
hem komedi hemde bu durumdan dolayı yeri ayrıdır bende kısaca:D sonra bizim bir route stage'imiz vardı, araba olduğu anda o yola bir girmeden edemezdik. Birinci köprü yolundan FSM yoluna yapılan bağlantı yolu yeni yeni bitmişti, hem trafik daha azdı hemde o yol çok bilinip kullanılmazdı, nimetti bizim için nimet burnumuzun dibinde
elim ayağım nasıl titriyor, gaza basıyom araba oynuyor yerinden, mahalledeki bütün alarmları çaldıra çaldıra gittik
yola çıktım direk sola yapıştım uçuyoruz
o yıllarda böyle nerde, 200 ve civarları ooo hız denirdi, her arabada elde edemediğin hızlardı ama benim 200'e çıkmam saniyeler sürdü sadece
lan dedim bu bastıkça gidiyor olm, nerede duracağız, ben İzmit'e kadar giderim böyle bunla, yarım saate gider döneriz zaten
manuel vites ben habire indirip bindiriyorum, 200'le gidiyon alt vitese çekince tekrar pati koyacak gibi oluyor cihaz:D neyse daha uzatmayayım çok detay var, sonra döndük geldik otoparka çektik önüne arkasına bakıyoruz arkadaki yazıyı okudum
Araba Hartge'ymiş meğersem, başka da bir halt yazmıyor, tabi sonradan araştırıp öğrendik boru modifiye firması olduğunu
bunun tıpkısının aynısıydı aha
pancurdaki M5'de yazmıyordu bizde
simsiyah böbrekler vardı oka:D
Bunun tam peşine bir de IROC-Z maceramız oldu aynı benzer, onuda başka bahara anlatırım
o da çok komediydi. Hikmet abla sordu sonra, nasıl diye, dedim abla değiştirme bunu kalsın sende, yok olm napacam bunu diyede kahrımızdan günlerce salya sümük olmuştuk
bir süre kullandık bunu sonra peşine Fairway geldi
ahah o da lacivertti, bu IROC-Z macerasıda onunla alakalı zaten