škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - ozencan43

Sayfa: 1
1
Sohbet / Mutlu Yıllar G.Antep Şubesi ve srcn09
« : 19 Aralık 2011, 17:44:54 »
bugün ahmet arkadaşın doğum günü.........
 
hayırlı uzun ömürler ahmet kardeş.........
 
Sevdiklerinle ve seni sevenlerle.......
 
(edit: aynı dileklerim sercan kardeşime de geçerlidir)

2
Paylaşım / kadınlar ne ister?
« : 08 Ekim 2011, 23:09:37 »
face te bi arkadaş paylaşmış,
çok hoşuma gitti burada da paylaşayım istedim.....
 
 
 
Ister evli,ister bekar olun.Ama mutlaka bu yaziyi okuyun...



Bülent, avucunu a...çmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı.

Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. "Sapa sağlam adam gidip çalışacağına

dileniyor, belki benden daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.

Alaycı bir ses tonuyla:

- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.

- Hayır çikolata parası lazım!

Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor diye düşündü.

- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız.

Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.

- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?

- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.

- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?

- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum.

- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.

- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.

Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü.

Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu.

Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. "Acaba söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.

- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.

- Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım. Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.

Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.

- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.

Adam çekingen çekingen oturdu yanına.

- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?

- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.

- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?

- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.

- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.

- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.

- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.

- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım.

Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?

- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim. Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada?

Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.

- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.

- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?

- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.

- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

- Küçük kızı severek.

- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?

- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin.

- Nasıl yani ?

- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar. Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?

- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye

sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. " Harikasın prenses gibi olmuşsun" demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.

- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona

"bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "Bebeğim bana bir çay yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.

- Hiç kavga etmezmisiniz siz?

- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.

- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.

- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla

aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar. Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar. Çok narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak

dokunuşları severler.

- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum. Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek

için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.

- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama

hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu.

Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.

Adam ayağa kalktı.

- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.

- Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.

- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.

Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.

- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.

Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, bin

bir teşekkür ederek evginin yolunu tuttu. Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.

Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı., sonra eşinin önüne koydu.

- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.

İnci hiç konuşmadı.

- Sorsana "niye" diye.

İnci kızgın kızgın:

- Niye? Diye sordu.

- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.

- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.

- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"

Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü alamazsın.

- Özür dilerim seni kırdığım için.

Sonra Bülent yere diz çöktü.

- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice

seven bu adamı senden mahrum etme.

- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.

İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.

- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi.

bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.



Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.

3
Paylaşım / araba markalarının anlamları......:):)
« : 10 Haziran 2011, 21:16:33 »
Arabaların ingilizce Anlamları

AUDI : Another Ugly Deutsche Invention
(Bir diğer ç...irkin Alman icadı)

BMW : Brings Me Women
(Bana Hatunları Getirir)

FIAT : Failure in Italian Automotive Technology
(İtalyan Otomotiv Teknolojisinin Hatası)

FORD : Fast Only Rolling Downhill
(Sadece yokuş aşağı hızlanır)

FORD: Fixes Or Repair Daily
(Düzeltir veya gününde tamir eder)

SAAB : Shape Appears Ass-Backwards
(Popo görünümlü)

HYUNDAI : Hope You Understand Nothing's Driveable And Inexpensive…
(Umarız hiçbirşeyin sürülebilir ve pahalı olmadığını anlamışsınızdır)

VOLVO : Very Old Looking Vehicular Object
(Çok eski görünüşlü araç)

PORSCHE : Proof Of Rich Spoiled Children Having Everything
(Zengin züppe bebelerinin herşeye sahip olduğunun kanıtı)

HONDA : Had One, Never Did Again (Bi tane var, bir daha asla)

JEEP : Just Eats Every Penny
(Son kuruşuna kadar tüketir)

JAGUAR : Just A Guess U Are Rich
(Sadece zengin olduğunu tahmin ediyorum)

KIA : Keep It Away
(Benden uzak tut)

MERCEDES – BENZ : My Expensive Race Car Emits Dense Exhaust Smoke – But Efficiency Near Zero
(Pahalı arabam feci egsoz gazı çıkarır – Ama performansı neredeyse sıfır)

TOYOTA : To Operate Your Own Terrific Automobile
(Kendi korkunç otomobilini yönetmek)

VOLKSWAGEN : Very Old Lowered Kinky Sedan With A Great Engine Noise
(Muhteşem motor sesli acayip ufaltılmış sedan!)

SUBARU : (Tersten) U R a BUS
(Sen bir otobüssün)

4
Sohbet / Regaib kandiliniz mübarek olsun...
« : 02 Haziran 2011, 17:51:56 »
tüm forum üyelerinin ve islam aleminin regaib kandili mübarek olsun...
hayırlara vesile olması temennisiyle, nicelerine ulaşmayı Rabbim cümlemize nasip etsin inşaallah.

5
Sohbet / Nice Yıllara ST ADMİN
« : 30 Mart 2011, 20:31:45 »
Bugün ST Admin in doğum günü imiş.
bu forumun kurulmasında emeği geçen herkese ve kendisine teşekkürler eder, hayırlı uzun ömürler dilerim......
 
not : biyerlerde pasta smile ı olacaktı ama bulamadım, pastasız idare edin........:++::++::++:

6
Paylaşım / türk vatandaşı.......
« : 03 Mart 2011, 00:04:49 »

 
Vatandas '[/SIZE]Türk Osman' Osman Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin
alarmiyla gözlerini açti.
[/SIZE]
Puffy[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] yorganini kaldirdi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Hugo Boss[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] pijamalarini
çikarip
Adidas terliklerini giydi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
WC'ye ugradiktan sonra banyoya geçti.
[/SIZE]
Clear [/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE]
sampuan ve
Protex sabunuyla dusunu aldi.
[/SIZE]
Colgate[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] ile dislerini firçaladi .
Rowenta ile saçlarini kuruttu.
Bill's
gömlegini ve Pierre Cardin takimini giydi.
Lipton çayini içti.
[/SIZE]
Sony[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri
izledi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Citizen[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] kol saatine bakti. Aile fertlerine 'çav' deyip Hyundai
otomobiline bindi.
[/SIZE]
Blaupunkt[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] radyosunu açarak, rock müzigi buldu. Agzina bir
Polo seker atti Sehrin göbegindeki Mega Center'daki ofisine varinca, Casper
bilgisayarini çalistirdi.
[/SIZE]
Microsoft Excel'e[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] girdi. Ofisboy' dan Nescafe 'sini
istedi.

Saat 10.00'a dogru açligini yatistirmak için
Grisini yedi.
[/SIZE]
Öglen Wimpy's[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE]
Fast Food kafeteryaya gitti.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Ayaküstü, [/SIZE]Coca Cola ve hamburgeri mideye
indirdi.
C
amel sigarasini yakip Star gazetesini karistirdi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Aksam-üzeri is çikisi
[/SIZE]Image Bar'a ugrayip JB 'sini yudumladi, sonra kösedeki Shopping Center'a ugradi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Esinin siparis ettigi [/SIZE]Persil Supra deterjan, Ace çamasir suyu, Palmolive
sampuan,
Gala tuvalet kagidi ,
[/SIZE]
Sprite[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] gazoz ve Johnson kolonyayi alarak kasaya yanasti.
[/SIZE]
Bonus [/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE]kartiyla faturayi ödedi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Hafta sonu esi Münevver'le [/SIZE]Galleria'ya
giden Osman Bey,
Showroom'lar dolasip Kinetix ayakkabi,[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Lee Cooper blue jean [/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE]satin aldi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Aksam evde bir gazetenin verdigi TV [/SIZE]Guide' a göz atan Osman
Bey,kanallar arasinda zapping yaparak,
First Class, Top Secret,Paparazzi gibi
programlar izledi.[/B]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Ayni anda [/SIZE]Outdoor dergisini karistirdi. Saat 22.00'ye dogru
Show'da[/B][/SIZE] Türk dili üzerine panel basladi.[/SIZE]
[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT]
Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu
kapatip yatak odasina geçerken, kendini mutlu hissetti.
' [/SIZE]Ne mutlu Türk'üm diyene!'
diye gerindi ve uyudu.
Hala da uyuyor..
 
 
 
 
 
ya siz?
[/B][/SIZE]

7
Tanışma / kütahya'dan selamlar........
« : 20 Aralık 2010, 23:48:19 »
herkese öncelikle hayırlı akşamlar.
yaklaşık bir yıldır sessizce misafir olarak takip ettiğim foruma sonunda üye oldum.
yani anlayacağınız virüs bulaştı bize de.
forumda bilgisini ve tecrübelerini paylaşan herkese peşin peşin teşekkürler.....
malum tüm konulara yetişip hepsine ayrı ayrı teşekkür zor iş.
polish, pasta ve cila dendiğinde herkesin herşeyi bildiğini zannettiği ama hiçbirşey bilmediği güzel ülkeme böyle bir forumla katkıda bulunanlardan Allah razı olsun.......
 
:ok:

Sayfa: 1