škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Can

Sayfa: 1 2 3 ... 6
1
Paylaşım / 2014 Karadeniz Turu (200 Foto)
« : 14 Ağustos 2014, 00:47:48 »
Selamlar DT ailesi..

Geçen yıl Gökçen ve 2 arkadaşımızla birlikte Şarköyde tatil yapmıştık,aslında planımız yine Şarköyde kısa bir tatildi fakat bir akşam çay içerken telefonda Karadeniz yaylarının fotoğrafları denk gelince o an karar verdik,bu yaz Karadeniz turu yapıyoruz dedik.. Araştırdık ettik,önce Fabia ve Poloda spor yay olduğundan o yollara çıkamayız diye Transporter tarzı bir araç kiralamak istesekte dudak uçuklatan fiyatlardan dolayı vazgeçtik. Asıl isteğim Poloyla gitmek olsada hem Fabiaya oranla daha alçak oluşu,hemde karter muhafazam olmamasından dolayı Fabiayla gitmeye karar verdik. Üzerindeki 17 jantları ve lastikleri söktürdük,yerine zor zamanlarda kullanılmak üzere depoya kaldırılmış olan yadigar Dunlop Sp Sport 01 leri araca taktırdık,lastikler zaten 20.000 km bile yapmadan sökülmüştü,ve henüz 3 senelik olduğundan güvenimiz tamdı.. 2 ay gibi bir süre hem okulu olanın okulunun,işi olanında izin tarihinin gelişinin beklenmesinin ardından büyük gün geldi ve 02.08.2014 günü akşam üstü Fabiayı tıka basa yükledik. Ufacık bagajına dünyaları sığdırdık,hatta arka koltuğun ortasına bile eşyalar koyduk,birde 4 kişi olunca araba bildiğiniz yere oturdu.. Saat 20.00 civarı evden Allahın izniyle ayrıldık.


Önce Mirkelam tesislerine uğradık,3M maskeleme bandı yardımıyla gelebilecek taşlardan korunmak amacıyla maskeleme yaptık.





Fakat yola çıkıp 5 dakika geçmeden bildiğiniz kıyamet koptu. Fırtına,çok yoğun yağmur yağışı dolayısıyla 45 dakika 20 km/ h ile ilerlemek zorunda kaldık çünkü silecekleri bırakın yol bile görünmüyordu.. Neyse ki sonradan hava koşulları düzeldi..



Yanlış hatırlamıyorsam Kocaeline kadar Gökçen kullandı aracı. Orada dinlenme tesislerinde durup simit çay vs ile karnımızı doyurduk. Sonra ben geçtim ve yola koyulduk,



Daha sonra Düzce taraflarına geldiğimizde ihtiyaç molası için durduk yine Gökçen geçti. Biraz yol araştırması yaptık,



Saatler 04.00 ü gösterdiğinde Samsuna vardık. Araçta 2 şöför olduğumuzdan ikimide pert olunca bir tır parkında durduk,araçta biraz kestirmeye karar verdik.



2 saat kestirdikten sonra yine yola koyulduk. Gökçen arkada şekerleme yapmaya devam ederken Samsun çıkışında depoyu fulledim ve menzil,



Hemen 10 dakika sonra çevirmeye girdik,neden çevirdiklerini onlarda bilmiyordu açıkçası,ehliyete baktı,ehliyet ona baktı,sorguladılar gönderdiler,



Devam ediyoruz..



Bunlardan sonra ben bir ara arkaya geçip uyudum,gözlerimi açtığımda Trabzona gelmiştik,ordan sonra Rizeye geçtik,saat 10.00 civardıydı sanırım.. Rize merkez acayip sıcaktı o gün,girdik bir yerde açık büfe kahvaltımızı yaptık hiç durmadan çıktık gittik,Rotamız Ayder Yaylasıydı..





Aydere çıkarken ara ara durup temiz havayı içimize çektik,yavruyu dinlendirdik,




Ve Bismillah dedik ve ilk durağımız olan Ayder Yaylasına ulaştık..





Yaylanın kenarından akan şelaleye inip ayaklarımızı suya soktuk,buzz gibiydi,



Güel güzel oturma yerleri yapmışlar,turizm bayağı gelişmiş burada,



Yayların her yerinden bir su akıyordu,cidden çok ferah bir yerdi,



Yaylanın genel görünümü,



Tayfayla hatıra fotoğrafı :)



Yaylanın görünümü bozulmasın diye yeni yapılan otel,pansiyon gibi yerlerin dış cephesinin ahşapla kaplanmak zorunda olduğunu öğrendik. Eski yapı yok denecek kadar az zaten,hepsi yeniydi,







2 yerde çadır kurmak için alanlar vardı,biri ücretli diğeri ise ücretsizdi,




Asıl plan o geceyi orada geçirmekti,fakat çadır kurmak için uygun yer bulamadık,ve saat henüz 13.30 olduğu için geceye kadar orada vakit öldürmek yerine Ayderin üstündeki yaylaya çıkmaya karar verdik. Bir kaç kişiye sorduk,çıkarsın dediler. Ayder biter bitmez toprak ve taşlı yol başladı,toz girmesin diye camları kapadık,klima,yüklü araba,bozuk ve dik yol olunca Fabişin fan açıldı,rölanti yüksek kalmaya başladı,hava da 33 derece civarı olunca az ilerde durduk bira arabayı dinlendirdik ve tekrar çıkmaya karar verdik. Bu seferde arabanın altı vurmaya başlayınca vazgeçmek zorunda kaldık ve Aydere tekrar indik. Saat 15.30 civarıydı ve geceye kadar orada vakit öldürmenin bir mantığı yok diye Edevit yaylasını gözümüze kestirdik. Bari gideriz,hem orayı görür hem konaklarız dedik.. Yola koyulduk,bizi esrarengiz şelaleler karşılamaya başladı,



Ve yol o kadar bozulmaya başladı ki,artık sinirlerimiz bozuldu,arabanında altı vurmaya başlayınca ve hava kararmaya başlayınca Çat köyünde yol üstünde görmüş olduğumuz bir dinlenme tesisine girdik. Dinlenme tesisi demişler ama 5-6 tane odası ve genişçe bahçesi olan bir yere geldik. Konuştuk anlaştık,ve içeriye girince bizi ilk önce çok ağır bir tereyağı kokusu karşıladı. İçersi korku filmlerinden aşağı kalır yanı olmayan,sahibi sert bakışlı bir amca olan ve duvarlarda ayı,baykuş,tilki postlarıyla dolu,onlarca yıllık içki koleksiyonlarının bulunduğu bir yerdi.




Yemeğimizi yedik,arkada çadırımızı kurduk,çadırda sıkışmayalım diye ben arabada yattım. Biraz gırgır şamatadan sonra uyumuşuz. Bütün gece ince ince yağmur yağdı. Yanımızda akan nehir,yağmur ve yeşil birleşince kusursuz bir uyku oldu,hayatımda o kadar rahat uyumadım emin olun,üstelik arabanın arkasında iki büklüm olduğum halde..

Saat 07.00 olup uyandığımızda mis gibi bir Rize doğası,tavuklar,sis bulutları ve nemle başbaşaydık..





Buz gibi suda suratımızı yıkadık ve tekrardan yola koyulduk..

















Edevit yaylasına gitmekten vazgeçtiğimiz için rotayı Çamlıhemşindeki Zilkaleye çevirdik.. Fırtına vadisinde bulunan bu kale doğrudan Zil deresini görüyor. Zamanında Trabzon İmparatorluğu döneminde burası savunma amacıyla kullanılmış,gelen geçen kervanlar kontrol edilmiş. Osmanlı döneminde yine aynı amaçla kullanılmaya devam edilmiş. İçi komple ahşapmış fakat yıllar içersindeki çürüyüp geriye sadece kale kalmış..





















Oradan tekrar yaylara başlangıç noktalığında bulunan yol ağzına inerken Sevdaluk dizisinin çekildiği köye rastladık..





İsyan..













Yola devam ediyoruz,rotamız Trabzon..

Yolda denk geldiğimiz Tahta köprü,



Rizede Çayeline uğradık,Ağaran şelalelerine gidecekken Çayelinde uğradığımız bir bakkal bize gidecek bir şey yok boşuna mazot yakmayın deyince Çaykur satış ofisinden Kaçkar çaylarımızı aldık ve yolculuğa devam ettik..

Uzungöle geldik.. Cidden harika bir manzaraydı,ağzımız açık izledik..







Öğlen yemeği olarak Muhlama yemeye karar verdik,



Yemeğimizi yerken tipik Karadeniz iklimi kendini gösterdi,yine bulutlar çöktü yağmur başladı :D ,



Uzungölden inerken Sultan Murat Yaylası diye bir tabela denk gelince daldık hemen,çık çık bitmiyor,biz 1500 metreleri görmeye başlayınca oha nereye çıkıyoruz diye düşünmeye başladık..



Bulutlarıda aşmaya başladık,





En sonunda tepeye ulaştık,Yükseklik 2200 metre..



Hava sıcaklığı 12.5 derece,



Aşağısı 32 derecelerde gezerken bir anda 12 derecelere inince neye uğradığımızı şaşırdık,hırkalarımızı giydik,yağmurun altında koştura koştura kendimizi köyün kahvehanesine attık,









Sıcacık çaylarımızı içtikten sonra biraz manzarayı izledik,







Biraz orada takıldıktan ve o eşsiz manzarada ciğerlerimize oksijen doldurduktan sonra tekrar iniş,









Önce Trabzon merkeze indik. Trabzonlu arkadaşların affına sığınırak ve kızmamalarını rica ederek söylüyorum ki,1 saat durduk resmen kafayı yedik. Ufacık bir şehir,basık,kalabalık,insanlar sinirli,araba çekmeye yer yok,bir lokantaya girdik şu parkın karşısındaki caddede,4 tane pilav üstü dönere 90 lira para aldı bizden. İyice sinirimiz bozuldu,zaten havası aşırı nemli ve bunaltıcıydı,aslında o gece orada kalmayı düşünürken kafamız attı bindik Maçkaya gitmeye karar verdik.. Maçkaya vardığımızda ufak ve sakin bir yerle karşılaştık. Orada da kalacak yer ayarlamaya çalışırken yine yüksek fiyatlardan dolayı cayıp Sümela yoluna çıkmaya ve yol üstünde internetten bulduğumuz kamp alanlarından birinde kalmaya karar verdik. Tam yolun başlarındayken sağda Verizana Kamp diye bir yer gördük,daldık içeriye.. Bizi Semih abi karşıladı,kendisi aşçılık mezunu,bir çok ünlü yerde aşçılık yapmış,bira sohbet muhabbet derken çadırmızı gösterdiği yere kurduk,sonra oturduk masaya,semaverde çayımızı demledi sağolsun,2-3 saate yakın muhabbet ettik,



Semih abi sağolsun resmen kafamızı dinlendirdi hoş muhabbetiyle. O kadar olumsuz durumun üstünde resmen ilaç gibi geldi. O geceyide o şekilde tamamladık,sabah kalktığımızda ise Semih abi bize güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı,





Bu arada Kuymak Muhlamadan daha güzelmiş diye düşünüyoruz,Muhlama biraz daha peynirli yumurta tarzı bir şey,o kadar bir numarası yoktu,ama kuymak cidden güzeldi.. Kahvaltımızı yaptık,sonra Semih abi bizden para almak istemese de çok komik bir temsili rakam ödeyerek ve helalleşerek oradan ayrıldık,




Oradan Sümela Manastrına doğru devam etmeye başladık..







Aslında araçla çıkılabiliyormuş fakat biz yürümeye karar verdik ve başladık tırmanmaya,



45 dakika gibi bir süre çıktıktan sonra sonunda hedef göründü,









Biraz dinlenmece,



Hayatımızda içtiğimiz en güzel suydu,



Hadi bakalım manastıra girelim..





Kapıdan girince içerde böyle bir manzarayla karşılaşıyorsunuz..










Adamlar  daha o zamanlar tavana harika şeyler çizebilmişler,hala taş gibi duruyor..













Taşların orjinal dizilişinde hiç bir dolgu malzemesi yok. Hepsi birbirine geçme şeklindeydi ve muazzamdı..







Sümelayıda tamamladıktan ve indikten sonra arabaya biniyoruz ve yola koyuluyoruz..



Maçkaya inene kadar neredeyse hiç düz yol olmadığından Fabia inene kadar 0.9 ortalamayla indi :D ,



Maçkaya indikten sonra Ziganaya çıkmaya karar verdik. Ama önce yol üstünde bulunan ve Semih abinin kesin gidin dediği Hamsiköye uğradık ve meşhur sütlaçtan yeme fırsatı bulduk.











 Kimse kusura bakmasın ama bizim buralarda yediğmiz sütlaç resmen çöp,sütlaç bitmesin diye duaa eder mi insan,biz ettik,mükemmeldi :) ,



Ordanda çıkıp Zigana tünelinden geçerek tepeye çıktık. Orası hesapta olmadığından salak salak sağa sola bakındık ve aşağıya doğru devam ettik. Meğer o yol Gümüşhaneye iniyormuş,bizde farkedince ilk sapaktan girdik,kahverengi tabelayla adını unuttuğum bir göle gidelim dedik. Yol gitgide bozulmaya başladı,en sonunda göle geldik. Meğer kurumuş bitmiş bir yermiş,boşuna boşuna arabayı o yola sokmuşuz,mazot yakmışız yani. Arabayı çevirinde frenle karışık inerken kafa yere yaklaşınca muhafaza vurmaya başladı. Biraz indik yürüdük,



Ve geldiğimiz yolu karıştırarak geri dönecek yerde başladık bir dağı tırmanmayaa..

Git Allah git bitmiyor,artık tırsmaya başladık. Yoldan bir Allahın kulu ne iniyor ne çıkıyor.. Sis iyice çöktü,önümüzü göremez olduk..





Sıcaklık 13 dereceye düştü..



Meğer biz yanlışlıkla...



Evet yanlışıkla Zigana Dağının zirvesine çıkmışız :D













Oradaki vatandaşlardan biraz bilgi aldık,dinledik ve tekrardan yola koyulduk..





Bu macerayıda atlatınca Akçaabata indik. Hazır karnımız açken Nihat ustada Akçaabat köfte yedik deniz manzarası eşliğinde..





Sonra baktık Trabzon tarafı bize göre değil,Sinoptaki tanıdık abimizi aradık,güzel bir yer ayarla bize dedik.. Çıktık yola,yaklaşık 7 saatlik bir yolun ardından Sinop'a vardık ve yerimize yerleştik..

Gece o yorgunlukla direkt yatıp uyumuşuz zaten,nerede olduğumuzu sabah uaynınca anladık :)



Mükemmel manzarası,terası ve konumuyla süper ötesi bir aparta gelmişiz meğer haberimiz yok :) İlk gün kalktık kahvaltımızı yaptık,denize gittik geldik,bastık Erfelek Takım Şelalelerine gittik..

Şelalaere çıkarken tipik Türk aklıyla karşılaşmadan olmaz :D





Burası 15 veya daha fazla ufak şelaladen oluşan,ve iki dağın arasından,tam şelalelerin ortasından kaynağa kadar tırmanarak ulaşılan bir yer. Halatlarla,çamurun içinden,suların tam içinden en yukarıya kadar çıkabiliyorsunuz..























Ve yaklaşık 1 saatlik tırmanışın ardından zirveye ulaşıyoruz.. Bizi bu tabela karşılıyor..



Kaynak ufacık iki delikten oluşuyor. Fakat kışın bildiğiniz fışkırıyormuş..









Oradaki gezintimizde bitince dönüş yoluna geçtik.. Baraj Gölü,









Yol üzerinde Karpuzcu görünce durduk aldık tabi..





O gece yemeğimizi yedik terasta bayağı keyif yaptık,film izledik falan derken uyuduk.. Sabah,yani Cuma günü rotamızı Sinop Cezaevine çevirdik,



















Burası ise 99 yılına kadar kullanımda kalan kısım,







Standart bir koğuş,



Sebahattin Alinin duyduğu deli dalgalar tamda bunun arkası.. İnsanın özgürlüke arasında sadece 1 duvar olması,ama bırakın ona ulaşmayı,sesini duyduğu halde onu görememesi kadar acı bir şey yok gerçekten..











5 adet çeşmenin bulunduğu fakat 15 mahkumun aynı anda soğuk suyla yıkandığı hamam,





Burayıda gezdikten sonra Sinoptan ayrılık vakti geldi ve Kastamonuya doğru yola çıktık..



Yolda gördüğümüz ve yardım ettiğimiz acı bir kaza..





Kastamonu da Kır pidesi yiyip çekme helvalarımızı aldıktan sonra yola çıkıp yönümüzü Safranboluya çevirdik..

























Ve sonuç olarak turumuzu burada tamamlamış olduk ve yola çıkıp direkt olarak İstanbula dönüş yaptık..

Toplamda 3300 km yol yaptık,1 hafta süre orada kaldık,ayırdığımız para tamı tamına yetti hiç sıkıntı çekmedik çok şükür..

Karadeniz cidden Cennet.. Özellikle yaylalar ve civarındaki köyler resmen ömür uzatır. Oradaki yaşamın yanında bizlerin yaşamı inanın boşluktan başka bir şey değil.. Oraları gezip görmek en az bir kez yapılması gereken bir şey kesinlikle.. Bizim vaktimiz ve paramız kısıtlı olduğundan anca bu kadarını gezebildik. Ama sırf Rize içersindeki yaylaları gezmek 1 ay sürer dediler,ne kadar doğrudur bilemem.. Elimizden geldiğince her şeyi fotoğraflamaya çalıştık,umarım sizler içinde sıkıcı bir yazı olmamıştır.. Yazıma eklemeyi unuttuğum,atladığım çok fazla detay,çıkamadığımız yaylalar var fakat şu konuyu bile tam 3 saattir hazırlıyorum kusuruma bakmayın..

Herkese çok teşekkürler,hayırlı geceler..

2
Paylaşım / Superb2 kaza
« : 22 Haziran 2014, 00:13:46 »
Bugün Atiğe gittik Fabianın bakımı için,orda kazalardan falan muhabbet açılınca sen git dışarda brandalı bi Superb var,onun bi brandasını aç gör dediler,Gökçenle inceledik aracı,bütün gün moralim bozuk şekilde dolaştım.

Kemerburgaz yolunda karı koca bu araç içinde ilerliyor,bu sırada karşı şeritten hatalı sollama yapan bir kamyon direkt olarak bu aracın üstüne çıkıp sürüklüyor ve başka bir kamyonla araya sıkıştırıyor. Arabanın koltukları,tavan döşemeleri,hava yastıkları kan gölüydü,her yerde kan ve minik et kemik parçaları,şöförün saçları,inanılmaz bir görüntüydü. Bir ara öğürdüm hatta istifra edecek gibi oldum.

Superb bu sınıfının tank gibi araçlarından biri,güvenlik testlerinden 5 yıldız almış,ama işte görüyoruz ki,ne olursa olsun,isterse binlerce güvenlik ödülü olsun,isterseniz siz hata yapmayın,dallamanın biri geliyor,canınızı böyle alıyor,arabanın yapabileceği hiç bir şey yok. ESP,ABS,hava yastığı,hiç biri işe yaramıyor,olan size oluyor. Lütfen bir kardeşiniz olarak söylüyorum,şu altımızdaki arabaları tank gibi görmeyelim,sanki hiç bir şey olmaz gibi hareket etmeyelim. Hepimizin birer ailesi var,geride kalacak bir çok insan var. 15 dk geç gidin,ama sağlam gidin..

Buyrun bunlar çektiğim fotolar,






Bu da olayın haberi,

http://arnavutkoyhaber.com/haber-3854-tayakadin_yolunda_kaza_.html

3
Videolar / Çekici rezaleti..
« : 29 Mayıs 2014, 16:03:54 »
Ne kadar küfür etsem az,mal düşmanı şerefsizler. Ulan hadi statikten,dengeden,fizikten anlamıyorsun,resmen ıkııyor hidrolikler,ne diye devam ettirirsin bu saçmalığı. Yaz cezayı çek git. Ben sıfır bir A6 ya denk geldim,arabanın direksiyonu tam sola dönükken kaldırmaya çalıştılar,o salıncaklardan gelen çatırtıları bir duysaydınız benim gibi çıldırıp güzelce suratlarına sövüp bakakalmış biçimde bırakırdınız onları. Şimdi bir de bunu gördüm ya,umarım bir gün bana denk gelmezler. El freni çekik arabaları sürüklemeler,vitesteki arabanın şanzımanını parçalamalar,salıncaklarını yamultup jantları çizmeler,bu saçmalığın artık adam akıllı aletlerle yapılması lazım illaki yapılacaksa.

[YOUTUBE]5MAkVz-w1ww[/YOUTUBE]

4
Merhabalar..

Bugün uzun süredir aklımızda olan ve Poloda standart olarak sunulan ambiyans aydınlatmadan esinlenerek Fabiaya uyguladığımız ambiyans aydınlatmayı kısaca anlatıcam :)

Öncelikle bu iş için yeşil led bulamadığımız için şerit led kullandık,yalnızca tek led bile fazla parlak olacağından önüne pleksi benzeri bir malzemeden minik bir parça ekledik,o bile fazla parlak olunca da kare şeklinde bir pleksiyi ledin önüne monte ettik ve istediğimiz aydınlatmayı yakaladık.

Bu işlem için öncelikle teybi çıkardık ve onu taşıyan büyük parçayıda çıkardık,böylece daha geniş bir çalışma alanımız oldu.





Parçanın alt kısmındaki oyuğun tam ortasına minik bir delik açtık,



Elektriğini merkezi kilit butonundan aldık,ve bu sırada şerefsiz teypçinin gps anteninin soketini kırdığını farkettik ve gps antenini tavana taşıdık,





Kırık parçayıda tamir ettikten sonra bağlantıları tamamlayıp test ediyoruz,



Ve her şeyi yerli yerine taktıktan sonra final görüntüsü,








5
Satıyorum - Arıyorum / Mobil 1 ESP Formula 5/30 Yağ
« : 02 Ocak 2014, 20:23:21 »
Merhaba değerli arkadaşlar..

Polo ve Fabiaya yağ alırken 1 tane fazladan aldık ama 4 litre yettiği için boşa çıktı.

Açılmamış kutudur,4 litredir. Şu an piyasadaki en kaliteli yağ budur. Piyasa fiyatı 95-100 civarı ama biz 3 tane aldığımız için 85 e aldık,oradan bir 5 daha kesip 80 liraya kargo hariç yollayabilirim..

DPF filtreli Euro 5 Dizel ve benzinli motorlar için özel üretim yağdır.


6
Merhabalar..

Yaklaşık 1 yıldır 2011 model Fabia 1.6 TDI üzerinde bulunan Eibach 30 mm Prokit yaylar satılıktır..

Yaylar araç üzerindeyken 8.000 kullanıldı,hala üzerinde duruyor.. Araca 17 jantt takıldığı için 5 cm yay takılacağından bunlar satılıktır..

530 liraya alındı,şu an 510 lira civarında..
Çakma 300 liralık yaylarla karıştırmayın lütfen kesinlikle orjinaldir özel siparişle getirmiştik..

Gökçenin nasıl narin araç kullandığını bilen bilir o nedenle kesinlikle şüpheniz olmasın hiç bir şekilde yorulmadı yaylar..
Kozmetik açıdanda bir problem yok..



Orjinal hali,



Yaylardan sonra,





17 JANTLARLA,




İstediğimiz fiyat 350 liradır..

7
Teknik Bilgi Paylaşımı / 1.4 TDI 80 HP kullanıcıları..
« : 01 Temmuz 2013, 21:28:25 »
Arkadaşlar selamlar.. 9n3 Polo araışı içersindeyim ve araç 1.4 TDI 80 HP olacak.. Motor için hep olumlu yorumlar okuyorum,sadece rölanti sırasındaki motor gürültüsünden şikayet ediliyor ancak bunu da kısmen motor kapağı ve kaput keçesi koyarak dışarıya gelen sesi,konsolun alt kısmına,halıının içine yalıtım malzemesi uygulanarak ise iç mekana giren sesin kesilebileceğinden bahsediliyor.. Çıkarabileceği sorunlar,yakıt tüketimi,bakım maliyetleri gibi konularda aklınıza gelenleri söyleyebilirseniz çok makbule geçer.. Şimdiden çok teşekkür ederim :)

8
Satıyorum - Arıyorum / Aranıyor.. 2008-2009 1.4 TDI Polo Goal
« : 24 Haziran 2013, 23:16:31 »
Arkadaşlar selamlar..
Sıfır Polo niyetindeyken ilk araç için hem aileye hemde kendi keseme fazla yüklenmemek amacıyla babamla beraber şimdilik MK7 bir Polo bulup almaya karar kıldık.. Her şey yolunda gider ve aradığım gibi bir araç bulursam yakın zamanda alacağım kısmetse.. Etrafınızda 1.4 TDI Goal veya Comfortline Donanımlı maksimum 50.000 km civarında bir araç var ise benimle irtibata geçmenizi rica ediyorum :) Biliyorum km yi biraz düşük tuttum ama zaten çok acelem olmadığından düşeş bir araç arıyorum,yüksek kmli olup sorunlarıyla uğraşmak istemiyorum..

İlginize çok teşekkürler..


9
Benim Arabam... / Fabia Project ''34 GJ 3238''
« : 26 Mayıs 2013, 22:15:49 »
Merhabalar…

Araç sahibi ben olmamama rağmen konuyu ben açıyorum çünkü yapılan tüm uygulamalarda kesinlikle bir emeğim var ayrıca araçta yapılan işlemlerin çoğu öğrenci bütçesini sarsmayacak şekilde DIY benzeri olarak büyük uğraşlarla,kısıtlı şartlarda yapılan işlemler..

Öncelikle araçtan bahsetmek gerekirse,
Skoda Fabia Ambiante Dinamic
1.6 TDI 90 HP Manuel


Öncelikle başına geleceklerden habersiz,bir 2011 günü 18 yıllık Favorit sevdasından sonra alındı :)

Stock fotoğraflar,










Araç kısa bir süre,Gökçenin okulu bitemeye yakın olana kadar hiç ellenmedi,sürekli okul ev arası yol yaptığından bütçe kısıtlıydı. O nedenle ilk önce ucuz yollu bir değişim yapıldı,plakalaıklar iptal edildi ve kenarları silindi.









Daha sonra yine ucuz yollu ancak radikal bir değişim yapmaya karar verdik.

Bildiğiniz gibi isteğe bağlı olarak sipariş esnasında aracın tavan rengini seçme şansınız var. Ancak Skoda bu imkanı aylar sonra araç teslim ederek kısıtladığından bu seçim yapılmaya araç tek renk alındı. Bu nedenle,tavan rengini beyaz yapmak için kollar sıvandı ve bir reklamcıyla anlaşılarak Karagümrükte ki mekana gidildi. Araca yapılan ilk işlemde aslında ilk fiyaskoyu yaşayarak hayal kırıklığına uğradık. Çünkü tanıdık tavsiyesiyle gittiğimiz yer tavana cast folyo yerine,hexis marka reklam folyosu çekti ve biz bunu geç anladık.

Tavan kaplandı,









Sonrasında birkaç gün içinde Bahçelievler Meguiars bayiinde Elgard marka 2 numara cam filmi uygulandı,











Orada birde geri vites ve sinyaller transparan folyoyla karartıldı,



Bir gün yapı markette gezerken sprey boyalar gözümüze çarptı ve kaliperleri boyamaya karar verdik. Ben her ne kadar kırmızı diye direksem de Gökçen nasılsa basit iş,mavi yapalım anasını satayım eğlence olsun dedi ve şirinler mavisi rengine boyadık :D










Bu sıralarda araca Space marka 6000k Xenon kit takıldı,









Tekrar tavan folyosu içine dönelim. Tahmin ettiğimiz gibi çok kısa bir süre sonra her yer kabarmaya,yırtılmalar oluşmaya başladı ve bir müddet kullanıldıktan sonra sökülmek zorunda kalındı. Yine el emeği ile biraz zor olsa da folyoyu söktük ve tekrar ilk hale geri döndük,





Bir gün yine aklımıza parlak,daha doğrusu PIANO BLACK bir fikir geldi ve neden olmasın diyerek hemen buluşarak işe koyulduk. Gösterge çevresi,klima ızgaraları,teyp çerçevesini sökerek önce hafif bir zımpara işlemi gerçekleştirdik ve tozsuz ortamda 3 kat astar,3 kat boya ve üstüne 3 kat vernik işlemi uygulayarak araç içinde hoş ve orijinal bir görüntü yakaladık,


























O aralar yine durgun bir dönem yaşadık,araca yaptığımız hiçbir şey yolunda gitmedi. Tavan folyosu kabardı,xenonlar halojenlerden bile kötü aydınlatmaya başladı,plakalar kenarlardan açılma yaptı,cam filmlerinde yırtılmalar meydana geldi. Bu nedenle kısa bir süre duraklama dönemi yaşayarak tekrar bütçeyi toparladık ve öncelikle olayı biraz genişletmeye karar verdik sonrasında ise yapılması gereken değişim işlemlerini gerçekleştirdik.

Fabia yapısı gereği zaten yüksek görünümlü bir araç ve bunun üstüne birde yüksek yaylar eklenince çekilmez bir görüntüsü vardı. Uzun araştırmalar sonucunda hem aile kullanımına uygun konforu hemde istediğimiz tatlı görüntüyü verebilecek tek şeyin spor yay ya da coil over olduğunu düşündük ancak coil over hem maliyetli hemde biraz daha konforsuz bir işlem olduğundan Türkiye distiribütörüğüyle irtibata geçip orijinal olması bakımından Eibach Prokit 3.5 cm Spor yaylar alındı ve montaj yapıldı,












Memleketin yolları malum olduğundan önlem amaçlı olarak çelik kartel muhafazası da takıldı,







Yine ufak bir fikirle bir haftasonu sinyalleri çift duya çevirerek park ampullerini iptal ettik ve sinyalleri Amerikan park olarak kullanmaya hazır hale getirdik. Sinyal verildiğinde lambalar daha parlak yanıyor ve söndüğünde kısılıyor,


Bu aracın bizce kesinikle istediği en önemli şey beyaz tavan olduğundan tekrar arayışa girdik ve 3M Controltac Mat Beyaz folyo uygulayan mekan bularak ani bir kararla tekrar çıktık. Tavanın zor yapısı nedeniyle normalden biraz fazla ücret ödemiş olsak bile folyonun kalitesi nedeniyle sesimizi çıkarmadık ve uygulama yapıdı,






Ayna kapaklarını cast folyoyla kaplayıp mevcut upuzun anteni keserek piano black kapladık ve çekişteherhangi bir olumsuzluk yaşanmadı,






Yine bir yapı market gezimiz sırasında kaşıntı tuttu,300 derece ısıya dayanıklı mat kırmızı boya alarak kaliperlere giriştik hemen. Müziğimiz açık,yavaş yavaş uğraşalım derken saatin gece yarısı olduğunu anladık ama nasılsa amaç bu değil mi ? Stres atmak :)












Bildiğiniz gibi Fabiaların hemen hepsinde arka kapılarda hoparlör bulunmamakta. Bu nedenle ses kalitesi neredeyse vasat. Hele müzik dinlemeyi seven biz gençler için hepten vasat. O nedenle yine yoğun bir araştırma sürecinden sonra,fiyat/performans açısından en uygun takımın Infinity Reference olduğunu düşünerek,ön kapıdaki ve direkteki orijinal hoparlörler sökülerek yerine bunlar takıldı ve öndeki hoparlörler arka kapılara takıdlı. Bu işin sadece başlangıcıydı tabi..
Uzun uğraşlar sonucu tecrebeli ustamız kusursuz bir montaj yaparak güzel bir ince ayarla kaliteli bir ses yakalamamızı sağladı.

















































6000K xenonlar resmen park ampulü gibi aydınlatma yaptığından Space marka 4300 K kitle değiştirildi ve oh be denildi. Bu sırada uzunlara da Osram Cool Blue ampul seti takıldı,

Yine meşhur yapı market gezimiz sırasında Bauhausta bir bagaj havuzuna rastladık. Göz kararı aldık,bagaja koyduk,cuk oturdu :)




Bu sıralar aklımıza esen bir düşünceyle,en kötü ihtimal kırarız diyerekten sis farlarını açıp içini siyah yapmaya karar verdik.






Sis farlarından birini açıp,boyayıp topladıktan sonra ikincisini açarken ufacık bir dikkat dağılması sonucu kırıldı :D Bu nedenle bizim en kötü ihtimal dediğimiz durum 300 liraya yakın patladı ve servisten orijinal Monte Carlo sis farları sipariş edildi. Ürünler 1 ay gibi kısa (!) bir sürede elimize ulaştığından bu süre zarfında araç sis farları olmadan dolaştı.
Hazır ön tarafta eksiklikler varken,aracın ön görüntüsünde gözümüzü tırmalayan detaylardan biri olan panjurları da piano black boyatmaya karar verdik. Panjurlarda sökülünce araç tamamen kaza yapmış ve tampon çıkmacıdan alınıp takılmış görüntüsüne ulaşmış olsa da 3-4 gün idare edince muradımıza erdik. Aynı zamanda ayna kapaklarında bulunan siyah folyolarda sökülerek kapaklar boyacıya teslim edildi ve boyandı,





Arada ufak aksiliklerde başımıza geldi tabii :)



İç mekana geri döndük ve kauçuk olan direksiyon simidini deri kaplatmaya karar verdik. Aracı Beşiktaşta bulunan Art Car a teslim ettik ve akşam teslim aldık. Yaptıkları iş muazzam,









Ses sisteminde eksik kalan bir işi tamamlamak için bütçe düşünürken forumdan Ahmet abi (real81) kendisinin kullanmadığı bir subwoofer ve anfi olduğunu söyledi,ertesi gün gidip parçaları aldık ve montaja koştuk. Anfi çok iyi olmasa da Subwoofer 600 W Alpine olduğundan en fazla anfi alırız diye düşünerek montajı yaptırdık,









Aracın kornası çok tuhaf olduğundan o da dat kornayla değiştirildi,






Anfi tahmin ettiğimiz gibi bizi yarı yolda bırakarak yandığı için yerine Digital Design 4 kanal anfi alınarak sistem beslendi. Ve bass ayarı % 35 lere kadar çekilerek orijinal bir ses sistemi ayarına getirildi ve berrak bir ses yakalandı,





Aracın arka görünümdeki en büyük sorun arka tamponun çok büyük olmasıydı ve bu nedenle difizör almayı düşündük. Ancak aracın koyu renkli olmasından ötürü bu düşünceden de vazgeçerek sadece egzos ucuyla kurtarmayı düşündük ve düşündüğümüz gibi oldu. Egzos borusu düz kesildi,tampon egzosun şekline göre kesildi ve montaj tamamlandı,

















Sıra geldi plakalara. Normal plakalar artık araçta çok cılız durduğundan APP plaka yaptırmaya karar verdik. Aynı zamanda arka plaka için özel olarak Low Familia yazılı pleksiglass plakalık yapıldı ve plaka buna uygun kesilerek montaj yapıldı. Ancak ön plakalık zamanında gelmediği için ve bizde hali hazırda ön plakayı söktüğümüz için ,çok şanslı olduğumuzdan ilk çevirmede plakadan ceza yendi :D Sonrasında ön tarafa plakalıktan vazgeçtik ve direkt yapıştırdık,













Yine iç mekandan devam ettik ve koltuk altındaki müsait alanlara uygun çekmeceleri Şahkan Otodan temin ederek,koltuklar söküldükten sonra Serkan usta tarafından takıldı. Bende o sırada hazır koltuklar sökülmüşken ayak altı aydınlatma için kolları sıvadım. Tesisatı Gökçenle beraber hazırladım ve tavan aydınlatmasına güç veren ve gücünü switchden alan kablolara bağlayarak iç aydınlatmadan bağımsız çalışmasını sağladık. Kapı açılınca yavaşça yanıp kapatınca yavaşça sönüyor böylelikle..





























Plaka aydınlatmalarına geçici olarak taktığımız led aydınlatmalar çıkarılıp,6 smd ledli 5000K High Power ledleri taktık,




Aracın arka görüntüsünde göze çarpan bir diğer detayda çok pembe duran stoplar olduğundan onlarıda sökerek tozsuz ortamda transparan stop boyası ile boyadık,











Daha önce bahsettiğim kabaran cam filmleri sökülerek yerine Mercedes servisinde,en ön cam dahil Solargard cam filmi uygulandı,





Bu sırada Monte Carlo sis farlarıda geldi,şeffaf kaput folyosuyla taştan en çok etkilenen kısım olduğu için kaplandıktan sonra montajını gerçekleştirdik ve turuncu gündüz farlarını taktık,





Aynı zamanda kapı kolunun iç kısımları tırnak çarpmaları yüzünden çok çabuk matlaştığından özel olarak kaplandı,







Far anahtarı sökülüp yerine krom detaylı Vw far anahtarı takıldı,



Araç bildiğiniz gibi 90 HP 240 Nm torka sahip. Fakat bu değerler maalesef yetersiz geldiğinden ve aynı motorun Vw araçlarında 105 hp olarak kullanılmasından,yine derin bir araştırma sonucunda Mehmet Gazihanla anlaşarak chip tuning uygulaması yaptırdık. Araç 135 Beygir 320 NM Tork değerine ulaştı. Ve tabi ki şaka makinası oldu :)









Kapı eşikleri takıldı,




Arka logodaki TDI yazısı çıkarılıp yerine Sportline yazısı takıldı,



Orijinal Spor Pedal montajı yapıldı,



Ve gelelim zurnanın zart dediği yere :) Araç B sınıfı bir araç olduğundan yalıtımının çok zayıf olması normal bir durum. Ancak bizim yine kaşıntımızdan dolayı işimizi bitüself ve firex yalıtım süngerinin çözebileceğini düşünerekten uygulamaya koyulduk. Bagaj içi,yav duvarları dahil havuz gibi bitüself ile kapladık. Üzerine 1.5 cm firex yalıtım süngeri döşenerek bagaj içi bitti. Ancak sırf bagaj 3 günümüzü aldı. Basit gibi gözüksede detaya önem verdiğimizden uygulama uzun sürdü. Sonrasında arka koltuk tavanına,halının altına komple 1 cm firex döşendi. Bununda sonrasında dört kapı içi sökülerek pandizotlara firex ve akustik sünger,kapı sacına ve kapının su tahliyesi bulunan iç kısmına nemden etkilenmemesinden dolayı bitiself uyguladık. Yalıtım işi bize 2 haftalık bir uğraşıya maloldu ancak aldığımız sonuç mükemmel oldu. Normal bir Fabiaya göre yol sesi %60-70,dışardan içeriye gelen ses ise %40-50 gibi bir şekilde iyileşti..

































Arka kapılardaki hoparlörleri sökerek kapı içine ulaştık,












İç mekan aydınlatmaları 20 ledli Sencart ampullerle yenilendi,



Fabianın arka kısmında tek eksik bize göre park sensörü kaldığından onu da taktırdık,
Sensör hoparlörünü arka direğin içine gizledik,











15’’ jantlar aracın üstünde çok ufak durduğundan ve lastikler yavaş yavaş alarm vermeye başladığından aylarca bijon ölçüleri tutmadığı için yurtdışından beklediğimiz 17’’ Audi RS6 jantlarına kavuşarak montajını tamamladık. Lastik olarak 205/45/17 Dunlop SportMaxx kullandık,






Ve son olarak araç üzerindeki teyp hem görünüm hem ses kalitesi açısından yetersiz gelmeye başladığından RCD510 Multimedia takılarak iş sonlandırıldı. Aux,SD kart,6lı CD Changer gibi özelliklerle araca donanım eklenmiş oldu..
Geriye kalan şuanlık tek iş far anahtarı ve teybe uyumlu olması için iç aydınlatmaların renk değişimi kaldı. Onu da ilk fırsatta halledip uzun bir keyif sürmeye çekilmeyi düşünüyoruz :)

Tüm bu işlemler 2 yıllık bir süre zarfında yapıldı ve başta da söylediğim gibi çoğu el emeği,saatlerimizi alan,başımıza ağrılar sokan işler oldu. Ama sonuç gayet güzel oldu..


Şimdi tüm bunlardan sonra final fotoları için sözü Canon EOS 600D ye bırakıyorum :)






























































































Ve araç sahibimiz Gökçen reyiz :D



İyi kötü tüm eleştirileriniz için teşekkürler.. Allahın izniyle Fabişin yanına bir kardeş düşünüyorum,durumları ayarladığımızda hayırlısıyla bir Polo gelecek,buradaki tüm işlemler ona da uygulanacak inşallah :)

10
Satıyorum - Arıyorum / Satılık T10 Dipsiz Led Ampuller..
« : 02 Nisan 2013, 21:59:53 »
Merhabalar..

Kendi aracımda da kullandığım T10 dipsiz led ampullerden getirdim,elimde yaklaşık 10 adet var..

Marka : Sencart
Led Tipi : SMD
Led sayısı : 20
Renk : 5000 K
Aydınlatma : 120 Lümen


Ürünler T10 ledler arasında en yüksek aydınlatma kapasitesine sahip ledler arasındadır..

Fiyat : Kargo hariç 10 Lira (Tane)






11
Satıyorum - Arıyorum / Satılık Far Anahtarı (Çift Kademe)
« : 31 Aralık 2012, 20:50:35 »
Ürün 2011 Fabia araçtan çıkarılmış olup üzerinde herhangi bir deformasyon,çizik vs bulunmamaktadır. Ön/Arka sis ayrı açabilme özelliği bulunup far sensörü bulunmayan Skoda marka araçlara uyumludur.


Fiyat : 80 TL
Kargo : Alıcı Ödemeli


*Fotoğraflar ürünün kendisine aittir.




12
Sohbet / Anıyoruz,Arıyoruz... Mustafa Kemal Atatürk..
« : 10 Kasım 2012, 00:17:27 »
Seni hiç unutmadık ve asla unutmayacağız Atam.
Kurduğun Türkiye Cumhuriyetinin korkusuz bekçileriyiz..

MEKANIN CENNET,RUHUN ŞAD OLSUN...

''Açtığın yolda,gösterdiğin hedefe,durmadan yürüyeceğime and içerim.''




13
Teknik Bilgi Paylaşımı / G12 / G13 Antifriz hakkında..
« : 19 Ekim 2012, 20:56:07 »
İyi akşamlar ST ailesi..
Aracın soğutma suyu sıvısı 3-4 ayda bir 2 parmak kadar azalıyor. Herhangi bir kaçak vs de yok ama nedendir bilenmez böyle bir şey gerçekleşiyor. Yetkili servisler ve Şahkan oto genel kontrolleri yaptı,herhangi bir sorun yok.
3-4 kez toplamda 1 litre kadar normal çeşme suyu eklendi ve bende bu yüzden bu akşam Gökçenin parçalarını almak için Atik otoya gittiğimde 1.5 litre antifriz aldım.
Ancak aracın içindeki G12 benim aldığım ise G13 . aralarında bir fark yok sadece adı değişti,ilave edebilirsin dediler ama ben birde buradan sormak istedim..

G12/G13 arasında ne gibi farklar var ve G12 üzerine ilave etsem bir sıkıntı olur mu?
Ayrıca anladığım kadarıyla konsantre bir sıvı olduğundan oranını da ayarlamak gerekiyor. Bu konuda dikkat etmem gereken bir şey varmıdır ?

Çok teşekkürler şimdiden..

14
Otomotiv Dünyası - Diğer Markalar / 2013 Volkswagen Golf 7
« : 05 Eylül 2012, 00:10:30 »
Sıcak sıcak fotolar..

Kişisel yorumum,
Tam tahmin ettiğim gibi iç mekan şöföre odaklı olarak tasarlanmış,ve kalitenin daha da artırılıp Audi düzeylerine çekildiği haberlerininde doğru olduğunu belli ediyor. Zaten ortadaki sürgülü göz,yanındaki çakmak vs Audi A3 ten benzerlikler taşıyor. Teyp olarak Harman teypler takılmaya başladı (8 inç)..
Onun dışında çoğunlukla yumuşak plastikler kullanılacakmış.
Dış tasarıma geldiğimizde yine beklediğim gibi radikal bir değişim yok. Yine çok ağır bir makyaj gibi duruyor fakat değişmeyen,ellenmeyen tek parçası yok aracın. Sanırım Vw Golf efsanesinin bu ekilde tuttuğunu ve tasarımda değişiklik yaparak riski girmek istemediğini gösteriyor..
Önden görünüm gerçekten çok hoş olmuş,Vwnin tasarım anlayışı yansıtılmış. Yan tasarımda keskin bir omuz çizgisi var ve bence hoş gözüküyor,arka kısma geldiğimizde ise bence başarısızlık söz konusu. Çok basit ve şekilsiz kaldığını düşünüyorum,beğenmedim..

Teknoloji oarak bakıldığında çağa ayak uydurulup en yeni teknolojiler araca adapte edilmiş. Lane Asist,Front asist vs bir çok teknoloji araçta kullanılmış..

Aracın Almanya fiyatı Golf6 ile aynı seviyede,hiç bir değişiklik yok..

Bakalım araç geldiğinde detaylıca inceleriz,şu an fotoğraflara bakılarak yorum yapmak biraz boş olur,çünkü canlı görmek her zaman daha başka oluyor...













15
Otomotiv Dünyası - Diğer Markalar / Yeni Opel Astra Sedan
« : 06 Haziran 2012, 13:57:34 »
Eskisine göre çok daha güzel olmuş,en azından çok kırma durmuyor diğeri gibi :)







Sayfa: 1 2 3 ... 6