arkadaşlar bakanlık burada çok büyük yanlış içinde.
tek tırnaklı, domuz eti ve sakadat bulunan ürünler için demiyorum. %100 dana olan üründe kanatlı eti bulduk dedikleri şey aslında kanatlı DNA'sı bulmak.
peki kanatlı DNAsının burada işi ne?
kullanılan üretim hatları hem piliç hem hindi hem de dana etli ürünlerin üretimi için kullanılır. piliç yada hindi etli ürünlerin üretiminde makine ve ekipmanda kalan kanatlı DNAları dana etine karışarak ürüne geçmiş olur.
nedir bu ekipmanlar?
etlerin taşındığı çelik arabalar, harmanlama ve kıyma nakinaları, cutterler, dolum makinaları, klipsleme makinaları vs..
peki bu tavuk eti varlığını kanıtlar mı?
kesinlikle kanıtlamaz. çünkü bakanlık labaratuarlarında kanatlı eti var yok testi DNA üzerinden yapılır. bu test 10.000 de 4 hassasiyetle çalışır. yani 10.000 DNA içinde 4 tane kanatlı DNAsı var ise bu test pozitif çıkar.
peki bu tağşiş (gıda hilesi) midir?
değildir. bu kontaminasyondur.
peki neden bakanlık bunu yapıyor?
bence olması gereken bu testi 100 de 1 yada 1000 de 1 hassasiyetle yapan kitlerle yapmak. bunlarla analiz yapın. test pozitif çıkarsa herkes kabul eder bunu ama buna nedense yanaşmıyorlar.
peki bunun önüne nasıl geçilir?
bunun önüne geçmenin tek yolu hatları ayırmak. söylerken kolay ama yukarıda saydığım makineleri ve şartlandırma odaları, soğuk depolar vs ile bunun maliyeti minumum 5 milyon euro. sucuklarda gördüğünüz metal klipsleri basan makina (poly clip) bile tek başına 60.000 euro. bu yatırımda öyle ha deyince olacak birşey değil malesef.
ben uzmanlık alanı et ve et ürünleri olan bir gıda mühendisi olarak olayın objektif iç yüzünü anlatmaya çalıştım.
yine de sorunuz varsa seve seve cevaplarım.
bildiğim kadarı ile biyolog olan İrfan hocam da yorumlar bu konuyu eminim..
salihli, manisa şaşırmadım..
beklenir buradaki insanlardan.. esnafının çoğunda alavere dalavere eksik olmaz.
Hayallerimizle oynadın balderesi. Daha 5 kavanozu 100 liradan hakiki bal yiyecedik. :++::++::++:
pınar ilgili partinin resmi analiz raporunu sitesine koymuş.o markaya derince limanından cansız danaların gittiğine şahit olan akrabalarım var bu olayla henüz patlak vermemişti gemide ezilip ölen danaları yarı fiyatına alıyorlarmış günahları boyunlarına
http://www.pinar.com.tr/images/analiz_raporu.pdf
benim kızdığım nokta; haktan, hukuktan, kul hakkından bahsedenler insanları nasıl da yönlendiriyor.
aynı şey apikoğlu'nun da başına geldi ki ben biliyorum, apikoğlu en dürüst çalışan firmalardan biri. sahipleri ermeni diye hiç sevilmedi zaten. bir de bu taraftan bakın derim..
Benim konuyla alakalı söyleyeceğim şey şudur; tarım bakanlığı ne işe yarar arkadaş ! bu insanları bu işten men etmeye mi yoksa bu usulsüzlükleri vatandaşa şikayet etmeye mi ? ben böyle salaklık görmedim... vatandaş size şikayet ediyor siz vatandaşa bu ne la evcilik oynuyonuz da benim mi haberim yok, vatandaş sizden şikayet değil gereğini yapmanızı bekliyor !...
arkadaşlar bakanlık burada çok büyük yanlış içinde.
tek tırnaklı, domuz eti ve sakadat bulunan ürünler için demiyorum. %100 dana olan üründe kanatlı eti bulduk dedikleri şey aslında kanatlı DNA'sı bulmak.
peki kanatlı DNAsının burada işi ne?
kullanılan üretim hatları hem piliç hem hindi hem de dana etli ürünlerin üretimi için kullanılır. piliç yada hindi etli ürünlerin üretiminde makine ve ekipmanda kalan kanatlı DNAları dana etine karışarak ürüne geçmiş olur.
nedir bu ekipmanlar?
etlerin taşındığı çelik arabalar, harmanlama ve kıyma nakinaları, cutterler, dolum makinaları, klipsleme makinaları vs..
peki bu tavuk eti varlığını kanıtlar mı?
kesinlikle kanıtlamaz. çünkü bakanlık labaratuarlarında kanatlı eti var yok testi DNA üzerinden yapılır. bu test 10.000 de 4 hassasiyetle çalışır. yani 10.000 DNA içinde 4 tane kanatlı DNAsı var ise bu test pozitif çıkar.
peki bu tağşiş (gıda hilesi) midir?
değildir. bu kontaminasyondur.
peki neden bakanlık bunu yapıyor?
bence olması gereken bu testi 100 de 1 yada 1000 de 1 hassasiyetle yapan kitlerle yapmak. bunlarla analiz yapın. test pozitif çıkarsa herkes kabul eder bunu ama buna nedense yanaşmıyorlar.
peki bunun önüne nasıl geçilir?
bunun önüne geçmenin tek yolu hatları ayırmak. söylerken kolay ama yukarıda saydığım makineleri ve şartlandırma odaları, soğuk depolar vs ile bunun maliyeti minumum 5 milyon euro. sucuklarda gördüğünüz metal klipsleri basan makina (poly clip) bile tek başına 60.000 euro. bu yatırımda öyle ha deyince olacak birşey değil malesef.
ben uzmanlık alanı et ve et ürünleri olan bir gıda mühendisi olarak olayın objektif iç yüzünü anlatmaya çalıştım.
yine de sorunuz varsa seve seve cevaplarım.
bildiğim kadarı ile biyolog olan İrfan hocam da yorumlar bu konuyu eminim..
Ben şunu soruyorum bunlar daha önce yoktu da şimdi mi çıktı yoksa bizim bunlardan şimdi mi haberimiz oldu
Hayallerimizle oynadın balderesi. Daha 5 kavanozu 100 liradan hakiki bal yiyecedik. :++::++::++:
yiyeceksen 40 yılda bir ondada paradan kaçmayıp en iyi malı alacaksın. sucukta polonez( acılısı ) ve namet. salam polonez. sosis yimirem. tavuk direk banvit.yoğurtta saray çiftliği ( kayseri malı) metro mağazası, sakıpağa (izmir, hafif koyun yoğurdu tadı var ama rahatsız edici değil.) migros, arkadaş (izmir) kipa mağazalarında var ve özellikle kaymaklı alın kaymaksızdan uzak durun. sütte yörükoğlu (antalya) tek geçerim. kaşarda tivmaş mağazası şeffaf naylondaki ( buda sanırım sadece ankarada var); beyaz peynirde balıkesir ürünleri özellikle tahsildaroğlu tercihimdir.
pınarın günlük sütünü almıştım bir zamanlar tadı tuzlu gelmişti. içeriğine baktım. şaşıracaksınız süt kelimesi geçmiyor süt satıyor ama içinde süt yok; hala öyle mi bilmem. bir peyniraltı suyu tozu tutturmuş gidiyorlar. tabi peynir yapmak varken süt ziyan edilir mi.
Danaya tavuk karışmış dert etmem. Bahadır'ın yazdığı gibi aynı sistemde farklı ürünler de işlendiği-doldurulduğu için olabilir. Çikolata yerken ambalajında bazılarında eser miktarda fındık, ceviz falan filan içerebilir yazar, aynı nedenden ötürü.
Bizi hasta edecek olan gıdalardaki tarım ilacı kalıntıları, hormonlar, antibiyotik kalıntıları. Keza sağlıksız hammaddeler, merdiven altı üretimler...
Anneden sütüyle bile bebeğine geçenler var :uve:
şükrü hocam sen de işlerin içinde olduğundan biliyorsun ki bakanlığın ifşa ederiz tehditi mart 2012'de başladı. bundan sonra üreticiler çok daha dikkatli olarak üretim yapmaya başladılar. açıklanan parti numarasına bakıyoruz aralık 2011 üretimi. yani burada bir art niyet yok mu?
bir de yasal olarak ilk analizde uygunsuzluk varsa itiraz hakkı doğar. şahit numune ile ikinci analiz yapılır ve ikinci analiz sonucu yasal sınırlara uygunsa ilk sonuç dikkate alınmaz diye biliyorum. fakat burada tam tersi bir şekilde ilk analiz sonucu açıklanmış. burada da art niyet yok mu?
bir arkadaşımız 15 sene kadar önceydi, katkısız yoğurt imal etmeye başlamıştı
hangi markete verse "bu ne yaaa" demişler,tadını beğenmemişler...velhasıl neticede battı...
o zaman anlatıyordu;yoğurdun yağı alındıktan sonra içine bir miktar duvar kağıdı yapıştırıcısı koyulunca, nasıl kek kalıbı gibi yoğurt çıkıyor diye....
ve derd; bu en masumlarından diye...
hocam pınar kendi sitesinde aynı parti nolu numunenin nisan 2012 tarihli, bornova il kontrol labaratuarında yapılan analiz sonucunu koymuş. bakalığın açıkladığı bu değil. ilk yapılan analiz..
benim isyan ettiğim noktada bu işte. bunu ben biliyorum, sen biliyorsun ama konuya ilgisi olmayan vatandaş bilmiyor. insanlar nasıl bir çırpıda karalanıyor.
bunu yapanlarda dini ağızlarından düşürmeyenler...
...Kısacası devlet bu gıda terörüne bir bakıma kendi sebebiyet vermektedir.Kendi canavıryla mücadele etmeye çalışıyor yani.:wnk:
Ben şunu soruyorum bunlar daha önce yoktu da şimdi mi çıktı yoksa bizim bunlardan şimdi mi haberimiz olduBir şekilde işleri geldiği için, henüz haberimiz oluyor. Vakt-i zamanında Uğur Dündar' ın yaptığı programları hatırladım.
...balda yasal mevzuattaki hmf seviyesini düşürdüler. sanki doğal balda hmf sabitmiş gibi. ben lisans eğitiminle bunları görüp mantıklı bulmuyorken koca koca müsteşarlar bakanlar nasıl yapabiliyor bunu.AÖF iki yıllık muhasebeyi bitiren müsteşar olursa ...:(:(
inanın aklım almıyor..
pınar da bu terörü yapıyormuş tebrik ederim. et ürünü yiyecek mimlenmemiş bir marka kalmadı.
o zaman hayvan alıp keseceğiz. sucuk yapcaz. kalanıda parçalayıp dipfiriz e atçaz. en mantıklısı bu.
http://www.gimdes.org/
o koca koca müsteşarlar ve bakanların kaç tanesi senin benim gibi gıda üzerine eğitim almış kişiler???
arkadaşlar bakanlık burada çok büyük yanlış içinde.
tek tırnaklı, domuz eti ve sakadat bulunan ürünler için demiyorum. %100 dana olan üründe kanatlı eti bulduk dedikleri şey aslında kanatlı DNA'sı bulmak.
peki kanatlı DNAsının burada işi ne?
kullanılan üretim hatları hem piliç hem hindi hem de dana etli ürünlerin üretimi için kullanılır. piliç yada hindi etli ürünlerin üretiminde makine ve ekipmanda kalan kanatlı DNAları dana etine karışarak ürüne geçmiş olur.
nedir bu ekipmanlar?
etlerin taşındığı çelik arabalar, harmanlama ve kıyma nakinaları, cutterler, dolum makinaları, klipsleme makinaları vs..
peki bu tavuk eti varlığını kanıtlar mı?
kesinlikle kanıtlamaz. çünkü bakanlık labaratuarlarında kanatlı eti var yok testi DNA üzerinden yapılır. bu test 10.000 de 4 hassasiyetle çalışır. yani 10.000 DNA içinde 4 tane kanatlı DNAsı var ise bu test pozitif çıkar.
peki bu tağşiş (gıda hilesi) midir?
değildir. bu kontaminasyondur.
peki neden bakanlık bunu yapıyor?
bence olması gereken bu testi 100 de 1 yada 1000 de 1 hassasiyetle yapan kitlerle yapmak. bunlarla analiz yapın. test pozitif çıkarsa herkes kabul eder bunu ama buna nedense yanaşmıyorlar.
peki bunun önüne nasıl geçilir?
bunun önüne geçmenin tek yolu hatları ayırmak. söylerken kolay ama yukarıda saydığım makineleri ve şartlandırma odaları, soğuk depolar vs ile bunun maliyeti minumum 5 milyon euro. sucuklarda gördüğünüz metal klipsleri basan makina (poly clip) bile tek başına 60.000 euro. bu yatırımda öyle ha deyince olacak birşey değil malesef.
ben uzmanlık alanı et ve et ürünleri olan bir gıda mühendisi olarak olayın objektif iç yüzünü anlatmaya çalıştım.
yine de sorunuz varsa seve seve cevaplarım.
bildiğim kadarı ile biyolog olan İrfan hocam da yorumlar bu konuyu eminim..
...katkısız yoğurt imal etmeye başlamıştı...
...duvar kağıdı yapıştırıcısı koyulunca...
arkadaşlar bakanlık burada çok büyük yanlış içinde.
tek tırnaklı, domuz eti ve sakadat bulunan ürünler için demiyorum. %100 dana olan üründe kanatlı eti bulduk dedikleri şey aslında kanatlı DNA'sı bulmak.
peki kanatlı DNAsının burada işi ne?
kullanılan üretim hatları hem piliç hem hindi hem de dana etli ürünlerin üretimi için kullanılır. piliç yada hindi etli ürünlerin üretiminde makine ve ekipmanda kalan kanatlı DNAları dana etine karışarak ürüne geçmiş olur.
nedir bu ekipmanlar?
etlerin taşındığı çelik arabalar, harmanlama ve kıyma nakinaları, cutterler, dolum makinaları, klipsleme makinaları vs..
peki bu tavuk eti varlığını kanıtlar mı?
kesinlikle kanıtlamaz. çünkü bakanlık labaratuarlarında kanatlı eti var yok testi DNA üzerinden yapılır. bu test 10.000 de 4 hassasiyetle çalışır. yani 10.000 DNA içinde 4 tane kanatlı DNAsı var ise bu test pozitif çıkar.
peki bu tağşiş (gıda hilesi) midir?
değildir. bu kontaminasyondur.
peki neden bakanlık bunu yapıyor?
bence olması gereken bu testi 100 de 1 yada 1000 de 1 hassasiyetle yapan kitlerle yapmak. bunlarla analiz yapın. test pozitif çıkarsa herkes kabul eder bunu ama buna nedense yanaşmıyorlar.
peki bunun önüne nasıl geçilir?
bunun önüne geçmenin tek yolu hatları ayırmak. söylerken kolay ama yukarıda saydığım makineleri ve şartlandırma odaları, soğuk depolar vs ile bunun maliyeti minumum 5 milyon euro. sucuklarda gördüğünüz metal klipsleri basan makina (poly clip) bile tek başına 60.000 euro. bu yatırımda öyle ha deyince olacak birşey değil malesef.
ben uzmanlık alanı et ve et ürünleri olan bir gıda mühendisi olarak olayın objektif iç yüzünü anlatmaya çalıştım.
yine de sorunuz varsa seve seve cevaplarım.
bildiğim kadarı ile biyolog olan İrfan hocam da yorumlar bu konuyu eminim..
Yoğurt, süt, süt ürünleri (peynir vs.) Gökçeada'da üretim yapan, organik sertifikalı ELTA ürünleri alıyoruz (büyük mağazalarda mevcut, Carrefour, Real, Migros), keza organik et, yumurta (Cityfarm), sebze-meyve için de organik pazarları (Göztepe Selamiçeşme Özgürlük Parkı - Çarşamba günleri) aşındırıyoruz uzun süredir. Fiyatları normal olarak daha yüksek ama sağlık sigortası gözüyle bakıyoruz. Eşim organik ürün-test raporlarını-sertifikalarını neredeyse yurtdışında yapıldığı yere kadar soruşturuyor, kendini bu işe adadı :)God may help you my son.:D
Bulaşık, çamaşır deterjanı, kremler, sıvı sabunlara kadar ekolojik, doğa dostu ürünlerin peşindeyiz, kafayı yedik :D
Eşim sanırım araba kullanmaya bu işleri kovalamak için başladı.
Bazı firmalar organik yoğurt yapıyor ama yoğurdu koyduğu plastik polimer gıdaya uygun değil (6 veya 7 nolu polimerler mesela), onunla bile uğraşıyor, firmaları arıyor, şikayet ediyor, respect :)
millete kazık fiyata ürün satıyorsa,gidecek yeni bir makina alacak tavuk etini ayrı dana etini ayrı çekecek.bu çözüm olmazmı yani?Gıda işi yapmayan bir firmayız. Basit, alelade giyotin tarzı bir bıçak aldık. Fiyatı 5.000TL+KDV. Gıda işinde kullanılacak materyallerin daha da özel şeyler olacağı düşünüldüğünde, maliyetler gerçekten çok fazla. En basiti; firmamıza 1 adet plotter da denen printer (amiyâne tabirle:)) alındı. İnanın o printeri 100 liraya aldıysak, en az 100 lira da işletmek için gerekli tesisat, ekipman, ...vs.' ye para harcadık. Kaldı ki an itibariyle malî getirisi sıfır. Yani öyle "o zaman git bir makine daha al" şeklinde değil bu işler. Keşke öyle olsaydı ama değil maalesef.
teşekkür ederiz...bilenlerden birşeyler öğrendik...
arkadaşımın aktardığı yoğurt tüketmesi zorunlu olan tekstil fabrikaları gibi yerlere veren firmaların taktikleri idi, ben onu biraz umumileştirdim ondan hata oldu...
ben o zaman şöyle anlamıştım yağı alınmış yoğurt kendini koyuvermesin diye katılaştırıcı olarak CMC koyuyorlar
bu bağlantı doğru mudur? hazır bilenler varken sorayım??
bir de bu hadise 15-16 sene evveldi...
memleketimizin bir problemi: bilenlerin konuş(a)maması ....
bilenleri bulmuşken; gerçi biraz farklı olacak ama...
bir sorum: sularda "ozon(O3) ile zenginleştirimiş hava kullanılmıştır" ne demektir?
peki suyun tadına katkısı var mıdır?
If you want to know what ozone smells like, just close your eyes and imagine you're smelling the fresh, clean, scent of spring rain that occurs right after a rainstorm.
Bulaşık, çamaşır deterjanı, kremler, sıvı sabunlara kadar ekolojik, doğa dostu ürünlerin peşindeyiz, kafayı yedik :D
Dün haberlerde çayda küf, hazır kahvelerde de tebeşir tozu kullanıldığını duydum. En iyisi bişey yeyip içmeyelim..! :)
ben şu aroma işini merak ederim...bilgisi olanlar kısaca bir aroma 101 verebilirier mi?
bende cipslere kafayı taktım. yenecek gibi değil ısıya dayanıklı çabuk dejenere olmayan palm yağı kullanıyorlar. bu vücudun eritebileceği bir ürün değil. direkt damar tıkanıklığı yapıp kalpten götürüyor. en iyisi evde kendin yapacan oda iyi değil ama kötünün iyisi bir anlamda. bu yağ birde diyet bisküvilerde var. kilo verirken götürüyor adamı.
bu arada ingilterede knorr ürünlerine yasak gelmiş. gerçi bütün hazır çorbalar birbirine emsaldir ya bilgilendireyim.:mng::kus1:
patateslerin GDOlu olması durumu??cipsler için sormustum cok iyi kontroller oldugunu hatta patatesleri göstermislerdi bu sekildekiler eleniyor v.s. diye hatta şekerli patatesleride eleyip nişastacılaramı ne satıyorlardı. sistemleri beni hayran bırakmıstı