škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - kaantan

Sayfa: 1
1
Arkadaşlar bildiğiniz üzere akaryakıttan alınan verginin yüzde 70küsürlere dayandığı ülkemizde eğer vergi oranı biraz daha artırılırsa dünyanın vergiyle çalışan ilk otosunu :)biz icat etmiş olucakmışız allahın izniyle bunu millet, devlet elele başaracağımıza inancım sonsuz;)Yetkililer petrol kuyumuuzmu var diye cevap veriyolar ama 192ülkenin içinde en yüksek yakıt fiyatı bizde olduğuna göre sorunun petrol kuyuları olmadığı kesin.Kalan 191ülkeninde hepsinin petrol üreticisi olmadığı gerçeğinide düşünürsek konumuz dahada komik bir hal alıyor .Böyle bir açıklama ancak düşünemeyen toplumlara yutturulabilir kanımca.Dünya petrol piyasalarında fiyatların 3katına çıktığı dönemde fahiş oranda fiyatlara zam yapılmıştı ve otomatik fiyatlandırma gerekçe gösterilerek yüklü oranda peşpeşe zamlara devam edilmişti.Fakat petrol fiyatları bir süre sonra tekrar 3te bir oranına indiğinde, otomatik fiyatlandırma mekanızmasında oluşan arıza(!!!) sonucu düşüşler yüzde 1-2 bilemediniz 3 oranında yansıtılabildi.Ama bizim petol kuyumuz olmadığı için otomatik fiyatlandırma makinemizde malesef eski :) fiyatlarımızı yenileyemiyoruz otomatik zama makinesinin eksi diyotu tamir olunca yahut yenilenince fiyatların tekrar ait olduğu yere ineceğinden toplum olarak hemfikiriz sanırım...saygılar ;)
(Alternatif araç bir sonraki mesajdadır volvo cx77)
 
 
bunlarda durumumuz hakkında fikir edinebileceğimiz eklentiler:)

 
 

 
 
sırada bu duruma yönelik alternatifler var
 
 

 
 

 
 
 
 
 
 
ve en sonunda aslında akaryakıtı ucuzlatsak bakın başınıza bu gelir ama bizim yollar müsait değil o yüzden zam yapıyoruz diyenlerin dayandığı abd görüntüsü var
 
 
 
 

2
Arkadaşlar bildiğiniz üzere akaryakıttan alınan verginin yüzde 70küsürlere dayandığı ülkemizde eğer vergi oranı biraz daha artırılırsa dünyanın vergiyle çalışan ilk otosunu biz icat etmiş olucakmışız allahın izniyle bunu millet devlet elele başaracağımıza inancım sonsuz.Yetkililer petrol kuyumuuzmu var diye cevap veriyolar ama 192ülkenin içinde en yüksek yakıt bizde olduğuna göre sorunun petrol kuyuları olmadığı kesin.Kalan 191ülkeninde hepsinin petrol üretici olmadığı gerçeğinide düşünürsek konumuz dahada komik bir hal alıyor böyle bir açıklama ancak düşünemeyen toplumlara yutturulabilir kanımca.Dünya petrol piyasalarında fiyatların 3katına çıktığı dönemde asıl zamlar yapılmış ve otomatik fiyatlandırma gerekçe gösterilerek yüklü oranda peşpeşe zamlar yapılmıştı.Fakat fiyatlar bir süre sonra tekrar 3te bir oranına indiğinde otomatik fiyatlandırma mekanızmasında oluşan arıza(!!) sonucu düşüşler yüzde 1-2 bilemediniz 3 oranında yansıyabildi.Ama bizim petol kuyumuz olmadığı için otomatik fiyatlandırma makinemizde eski yenileyemiyoruz yenilenince fiyatların tekrar ait olduğu yere ineceğinden toplum olarak hemfikiriz sanırım...saygılar
 
bunlarda durumumuz hakkında fikir edinebileceğimiz eklentiler:)

 
 

 
 
sırada bu duruma yönelik alternatifler var
 
 

 
 

 
 
 
 
 
 
ve en sonunda aslında akaryakıtı ucuzlatsak bakın başınıza bu gelir ama bizim yollar müsait değil o yüzden zam yapıyoruz diyenlerin dayandığı abd görüntüsü var
 
 
 
 

3
Otomotiv Dünyası - Diğer Markalar / Citroen METROPOLİS
« : 22 Şubat 2012, 00:22:27 »
Fransız otomobil üreticisinin 2008’den beri Şanghay’da bulunan uluslararası tasarım ekibi tarafından yaratılan Citroen Metropolis 1 Mayıs-31 Ekim 2010 tarihleri arasında Şanghay Dünya Fuarı’ndaki Fransız standında sergilenecek.
Sofistike ve lüks Citroen Metropolis Konsepti, farklı silueti ile heybetli bir “endama” sahip; araç 5.3 m uzunluğunda, 2 m genişliğinde ve 1.4 m yüksekliğinde
 
Citroen Metropolis’in hibrit aktarım organı 2 litrelik V6 bir benzinli motoru ve 7 vitesli, çift debriyajlı elektronik bir vites kutusu kullanıyor. Düşük hızlarda Citroen Metropolis Sıfır Emisyonlu Araç (ZEV) modunda işliyor; elektrik motoru sürekli olarak 55 beygir, maksimum ise 95 beygir güç üretiyor. Ana yollarda ve otoyollarda sabit hızlarda benzinli güç kaynağı 272 beygir güç ve 375 Nm tork üretiyor. .Ayrıca citroene özgü olan hyrdropnömatik sisteminde bugüne kadar gelişmiş en yüksek versiyonu kullanılacak yani kısaca aracın yerden yüksekliği heran otomatik yahut manuel olarak elinizin altında.Kim demiş çevreci- elektrik motorlu ve sıfır emisyonlu araçların küçük, konforsuz olacağını. Citroen bu yargıyı büyük, yüksek hacimli ve konforlu bir limuzin ile yıkmayı deneyecek. 1- 31 Ekim 2010 tarihleri arasında Shanghai World Fair‘da Citroen’in 2008 yılından beri Shanghai ‘da bulunan tasarım ekibi tarafından tasarlanan büyük lüks sedan veya limuzin konsepti Citroen Metropolis modeli sergilenecek. Devasa içten yanmalı motoru ve elektrik motoru ile hem sıfır emisyon hemde CO2 canavarı olma özelliğini taşıyor.5.3 m uzunluğunda, 2 m genişliğinde ve 1.4 m yüksekliğinde
- 272 beygir güç ve 375 Nm tork üreten 2 litrelik V6 bir benzinli motoru, sürekli 55BG ve maksimum 95BG güç üretebilen elektrik motoru bulunmakta.Sollama gibi ilave performansın gerekli olduğu hallerde otomobil hem elektrik motorunu, hem de içten yanmalı motoru kullanarak maksimum 460 beygir güce ve 430 Nm torka ulaşıyor(4 ltlik V8 benzinli ile eşdeğer güçte) bir canavara dönüşmekte. Tüm bu gücü 4 tekerleğine, çift debriyajlı 7 vitesli elektronik bir vites kutusu ile aktarmakta.
- Düşük hızlarda sadece elektrik motoru ile ilerleyebilen araç Sıfır Emisyonlu Araç (ZEV) modunda ilerlerken, karma kullanımda 70g/km ‘de CO2 salımı yapmakta.
- Aks mesafesi ile Audi A8 L ve Mercedes S-Class ile yarışıyor. Aks mesafesi bakımından Mercedes S-Class’dan büyük, Maybach’den daha geniş bir yapıya sahip.
- Hypnos concept modeli ile aynı tasarım felsefesine sahip.
- ‘Pearl Silk‘ boyama tekniği sayesinde her ışık oyununu araç üzerinde görebilmekteyiz.
Araca önden baktığımızda, kaslı hatlarıyla uyumlu farları ve uçurtmaya benzeyen köşeli ön ızgarasıyla, oldukça otoriter ve sert görünüyor. Arka tarafa doğru geçtiğimizde ise, aracın dengesini koruyan aerodinamik çizgiler devam ederken, artık Citroen’in imzası haline gelen C5 tede kullandığı konkav (iç bükey) arka cam dikkatlerden kaçmıyor..
Uploaded with ImageShack.us
Uploaded with ImageShack.us
Uploaded with ImageShack.us

Uploaded with ImageShack.us

4
Gece görüşüne ve farların aydınlatma performansına etki eden bir çok kriter vardır. Sadece ampulleri değiştirmeniz tek başına yeterli olmaz, bu kriterleri doğru anlayıp gerekenleri uygulamanız sonucunda daha iyi aydınlatma performansı elde edebilirsiniz.
 
1 - Sürücünün yaşı ve göz sağlığı : Sürücünün yaşı arttıkça görmek için duyduğu ışık ihtiyacı da artmaktadır. 10 yıl yaşlanan bir insanın gözleri %25 daha fazla ışığa ihtiyaç duyar. Yaşınızı küçülttürerek bu sorunu çözemeyeceğimiz için bunu geçiyoruz.
 
2 - Hava ve çevre şartları : Yağmur ve sisli hava koşulları far ışığının düzgün yayılmasını engellemekte ve su taneciklerinin ışığı kırıp sürücüye geri yansımasına neden olmaktadır. Kötü hava koşullarına uygun ideal bir aydınlatma metodu halen bulunamamıştır. Araştırmalar, ıslak bir yol yüzeyinin ışığın %85'ini yuttuğunu göstermiştir.
 
3 - Far seviyesi : Farlarınız, ampulleriniz ve gözlerinizin durumu iyi olsa bile farınızın seviyesi yanlışsa aydınlatmanız ve gece görüşünüz kötü olur. Yol şartlarından dolayı titremeya maruz kalan farların ayarı sonradan kolayca bozulabilir. Bu nedenle düzenli olarak farlarınızı ayar cihazıyla ayarlatmanız gerekmektedir. Kendiniz de burda anlatıldığı şekilde kolayca ayarlayabilirsiniz.
 
4 - Far camı ve reflektörü : Farlar kullanıldıkça kararma-islenme-tozlanma nedeniyle zaman içinde optik performanslarını yitirmeye başlarlar. Yüksek watt'lı ampullerin kullanılması, farın havalandırma deliklerinin tıkanması, arka kapağın gevşemesi/düşmesi gibi nedenlerden dolayı, mercekli farlarda lensin ve içte kalan projektörün islenmesi, şeffaf free form farlarda reflektörde kararmaların oluşması mümkündür. Bu durumdaki bir farı temizlemenin en iyi yolu farı açarak aşındırıcı maddeler kullanmadan yumuşak bir bezle yansıtıcı alanı temizlemektir. Far reflektörleri temizlenemeyecek kadar kararmış ya da dökülmüşse farın yenilenmesi gerekir.

 
5 - Farın optik kalitesi : Orjinal farlar özel yazılımlarla güçlü bilgisayarlar tarafından tasarlanmakta, ısı, titreşim ve dayanıklılık gibi çeşitli kalite testlerine tabi tutulmaktadır. Bu farlar Avrupa standartlarının (ECE R48) getirdiği kalite standartlarına sahiptirler.
Bir farın optik tasarımı aydınlatma performansını doğrudan etkilemektedir. Zaman içerisinde farların yapıları geliştirilmiş, buna bağlı olarak optik kaliteleri de artmıştır. Günümüzde en modern ve en gelişmiş halojen optik tasarım H7 farlarda uygulanabilmektedir.
Daha çok modifiye amaçlı üretilen yan sanayi farlar bu standartlara sahip değilse orjinal farın optik performansına ve kalitesine erişemeyebilir. Örneğin, bazı üreticilerin daha ucuz olan H4 kısa/uzun reflektörü kullanması zaten gücü düşük olan H4 ampulün de etkisiyle aydınlatma performansını da düşürür.
 
6 - Ampuller : Orjinal farlar Avrupa standartlarına (ECE R48) göre üretildiğinden buna en iyi uyumu yine Avrupa standartlarına (ECE R37) uygun ampuller sağlayabilmektedir. En uygun ışık gücü, üretilen ısı, harcanan güç, renk ısısı, tel pozisyonu ve açısı gibi kriterler sadece ECE R37 standardında üretilen ampuller ile sağlanabilmektedir.

 
6a - Yüksek watt'lı ampuller : Far reflektörü, camı ve elektrik tesisatı 55W güç tüketen ECE R37 standardında halojen ampuller için tasarlanmıştır. Yüksek watt'lı (100W vb.) ampuller daha fazla akım çekerek daha fazla ışık üretirken daha fazla ısı da üretirler. Bu ısı yüzünden far camı veya reflektörü zarar görebilir. Normalden daha kalın olan filamanın geometrisi de farla uyuşmayacağından ışık dağılımında düzensizlik oluşturacaktır. Bu nedenlerden dolayı bu tip ampulleri kullanmanız önerilmemektedir.
 
6b - Beyaz ışık veren ampuller : Daha çok tuning sektörü için üretilen ve xenon görüntüsünü amaçlayan bu ampuller, mavi camı ile daha fazla renk ısısına (4300K-5000K vb.) sahip, beyaza yakın ışık üretmektedirler. Mavi ışık düşük dalgaboyuna sahip olduğundan cisimler tarafından kolay soğurulamaz ve kırıldığında daha çok saçılır. Bazı markaların ECE R37'ye uygun ampulleri olsa bile yağmurda ve siste mavi camlı ampuller aydınlatma etkisini iyice kaybettiğinden bu tip ampulleri kullanmanız önerilmemektedir.
 
6c - Yüksek performans ampulleri : Günümüzde ECE R37 standardına uygun olan ve standart ampulden %90'a kadar fazla ışık verebilen ampuller üretilebilmektedir. Bu ampulün gücünden tam olarak yararlanmak için far optiğinin de iyi tasarlanmış olması ve ışık miktarındaki artışı yolun her noktasına eşit oranda yansıtması gereklidir. Gelişmiş kimyasal karışımından dolayı bazı ampullerin ömrü oldukça kısa olabilmektedir. (Ör. 200 saat)
 
7 - Hangi marka ? Hangi tip ?
Otomobil üreticilerinin orjinal ekipman olarak kullandığı, ECE R37'ye uygun, boyasız ampul markalarını tercih etmeniz önerilmektedir. Aşağıdaki seçeneklerden beklentinize uygun olan kategoriyi seçip, Ampul ve far testleri ve Halojen bölümündeki konuları inceleyerek ürün seçimini yapabilirsiniz.
 
 

Uzun ömür istiyorum, performans ve beyazlık önemsiz diyorsanız : Uzun ömür kategorisindeki ampuller uygundur.
  • Bosch Long Life Daytime
  • Osram Ultra Life
  • Philips Longer Life
Uzun ömür + ortalama performans istiyorum, beyazlık önemsiz diyorsanız : Standart veya +%30 kategorisindeki ampuller uygundur.
  • Bosch Plus 30
  • Osram Standard
  • Philips Premium, Eco Vision
Performans + ortalama ömür istiyorum, beyazlık önemsiz diyorsanız : +%50 kategorisindeki ampuller uygundur.
  • Bosch Plus 50, Plus 50 Life, Xenon Silver
  • Osram Silverstar
  • Philips Vision Plus, Power2Night
Performans istiyorum, ömür ve beyazlık önemsiz diyorsanız : +%90 kategorisindeki ampuller uygundur.
  • Bosch Plus 90
  • Osram Nightbreaker
  • Philips X-treme Power
Beyaz ışık istiyorum, performans ve ömür önemsiz diyorsanız : Mavi camlı ampuller uygundur.
  • Bosch Xenon Blue
  • Osram Cool Blue Hyper, Cool Blue Mega, Cool Blue
  • Philips Diamond Vision, Crystal Vision, Blue Vision
Performans + uzun ömür + beyazlık istiyorum diyorsanız : Halojen ampullerde bu üçünü de aynı üründe şimdiye kadar duyup, görmediğimizden eğer siz bulursanız lütfen bizimle paylaşınız. (alıntı) ...faydalı olabileceğini düşündüm SAYGILAR
Kaynak: Gece Uçuşu selçuk keleş

5
Anketler / Kasko şirketiniz hangisi?memnunmusunuz?
« : 13 Şubat 2012, 17:14:49 »
arkadaşlar bakalım forumda hangi kasko şirketi daha çok tercih ediliyor?Ve memnuniyetiniz yahut memnuniyetsizliğinizide belirtirseniz sevinirim

6
Teknik Bilgi Paylaşımı / 100 oktan benzin & oktan articilar
« : 13 Şubat 2012, 16:42:59 »
Bildiğiniz gibi ülkemizdede 95, 97, 98, 100 oktan benzin satılmakta. Yüksek
oktanlı benzinler genelde yüksek performans yakıtı olarak lanse edilmekte,
bu benzini kullanınca performansın arttığı, tüketimin düştüğü vs iddia
edilmekte.
 
Fakat halk tarafından bilinenlerin neredeyse tamamının yanlış olması ve
oktan meselesinin bir pazarlama taktiğine dönüşmesi sebebi ile dostlarımla
bu konunun teknik içeriğini paylaşmak istedim.
 
Öncelikle, Oktan sayısı bir referanstır ve benzinin içindeki gerçek oktan
sayısını belirtmez, ayrıca oktanın
 
PERFORMANSLA, TÜKETİMLE HİÇBİR ALAKASI ALAKASI YOKTUR.
 
Bildiğiniz gibi içten yanmalı benzinli motorlar benzin ile havayı
sıkıştırdıktan sonra buji ile ateşleyerek çalışırlar. Her motorun sıkıştırma
oranı farklıdır. Her yakıt belli bir miktar sıkıştırma basıncına kadar buji
olmadan dayanır bir süre sonra buji olmasa bile kendiliğinden yanıverir. Bu
tehlikeli bir durumdur vuruntu olarak kendini belli eder ve motora hasar
verebilir. Ayrıca performansıda düşürür. Dolayısı ile belli bir motorun
belli bir sıkıştırma ile vuruntu yapmadan (yani benzin buji çakmadan önce
kendiliğinden yanmadan) çalışabilmesi için bir minimum oktan gereklidir. BU
MİNİMUM OKTAN otoMOBİLİNİZİN KİTAPÇIĞINDA BELİRTİLİR.
 
Ama nadiren 95 oktanın üzerinde benzin gereklidir.
 
95 oktan benzin demek aldığınız benzinin içinde 95 oktan var demek değildir.
95 oktan benzinin anlamı, aldığınız benzinin kimyasal olarak vuruntuya karşı
direncinin %95 isooktan ve %5 heptan karışımıyla AYNI olduğu anlamına gelir.
 
 
 
Yani benzinin oktanı, içeriğinden dolayı değil gerçek isooktan-heptan
karışımın belli yüzdelerinde elde edilen vuruntu direncine karşılık gelecek
şekilde belirlenir. Bu sebeple 100 oktandan daha yüksek yakıtlar olabilir.
Çünkü dünyadaki en vuruntu-dirençli yakıt isooktan değildir.
 
Bunun ölçümünde iki farklı ölçüm standardı vardır fakat ülkemizde RON
kullanılmaktadır. RON dışında birde MON ölçüm sistemi vardır. Örneğin
Amerikada RON ve MON'un ortalaması alınır, bu sebeple amerikada 87 oktan
olan bir benzin avrupada 95 oktan olabilir.
 
Örneğin benim Honda otomobilimin kitapçığında RON değeri 93 oktan ve üstü
yakıt kullanabilirsiniz diyor. Bunun anlamı benim otomobilim avrupa
standardında 91 oktan (normal) benzinle bile çalışır. (Otomobilim katalitik
konvertörlü olduğu için kurşunsuz olmak kaydı ile tabiki)
 
 
 
11:1 sıkıştırma oranlı Ferrari'nin kitapçığında ise 95 oktan yazıyor. Yani
benzinin 100 yıldır var olduğunu düşünürsek 95 oktan aslında yeterince
"yüksek" bir oktan değeri.
 
Performans meselesine gelince, bir yakıtın performansı tamamen enerji
içeriğine bağlıdır. Bu enerji içeriğinin oktan sayısı ile bir alakası
yoktur. Fakat GENELDE enerji içeriği yüksek benzinler (kaliteli benzinler)
yüksek oktan adı altında satılmaktadır. Bu sebeple bazı yüksek oktanlı
benzinler daha yüksek enerjiye (yani daha yüksek performansa) sahip olabilir
(ama çok az fark edecek şekilde). Ama bu sizin otomobilinizin yada
otomobilinizin motoru bundan yararlanabilecek anlamına gelmiyor.
 
Piyasadaki otomobilin %99unda hiç farketmiyor.
 
Bu arada motorda oktan isteğini belirleyen SIKIŞTIRMA ORANI DEĞİLDİR. Ne
kadar sıkıştırma basıncı elde edildiği önemlidir. Yüksek sıkıştırma oranı
sadece elde edilebilecek maksimum sıkıştırmayı etkiler.
 
Bu durumda eğer otomobilinizi üreten firma özellikle yüksek oktanlı benzin
kullanmalısınız diye yazmadıysa yüksek oktan benzin kullanmak sadece
ekonomik olarak daha pahalıya gelecektir. Size bir yararı olmayacaktır.
 
Yüksek oktanlı benzin ancak ciddi yüksek performanslı araçlarda biraz
farketmektedir. Yani sizin otomobiliniz yüksek oktan talep etse bile
kazanacağınız fark yüzde 1-4 ancak olacaktır. Modern 300 beygirlik
motorlarda bile 10 beygir ancak farketmektedir.
AYRICA yüksek oktan SADECE maksimum güçte farkeder.
 
Yani maksimum devir, maksimum hızlanma dışındaki kullanımlarda pek bir fark
olmamaktadır.
 
Bulunduğunuz yerin rakımı yükseldikçe de oktan ihtiyacınız düşer.
 
Deniz seviyesinde 95 oktanla mutlu olan bir motor 500-1000 metre rakımda
93-91 oktanla da mutlu olacaktır.
 
Dolayısı ile size bir yararı olmayacaksa,
- ben denedim yüksek performans verdi
- bir depoyla 50km fazla gittim
- kaliteli abi bu benzin çekişi arttı
 
 
GİBİ LAFLARA ALDANMAYIN.
 
 
 
Yüksek oktanlı benzin pahalıdır. Kazıklanmayın.
 
Ayrıca yüksek oktanlı benzinin yanması daha güçtür, bu da ilginç bir ironi.
 
Peki bazı LPG çeşitlerinin 110 oktan olduğunu biliyormuydunuz?
 
Alkol katılarak oktanı yüksek ama enerji içeriği (performansı) düşük
yakıtlar yapmakta mümkündür. Daha öncede söylediğim gibi benzinin
performansı ile oktanı direk alakalı değil.
 
Oktan sayısını yükselten çeşitli katkılar mevcut. Bunlar sadece oktan
sayısını yükseltir. SADECE yüksek oktanlı benzine kesin ihtiyacınız varsa ve
bulamıyorsanız motorunuzun vuruntu yapmasını engellemek içindir.
 
Sonuç olarak oktan meselesini kafanıza takmayın alın kurşunsuz 95
otomobilinizin zevkini ucuz çıkarın.
 
LÜTFEN BU YAZIYA CEVAP OLARAK ŞUNLARI YAZMAYIN:
- Ben denedim benim motorum çok rahat çalıştı,
- Az yaktı.
- iyi kaçtı.
 
Sizin tecrübeniz sadece psikolojik bir aldanma. Size hak vermiyor değilim,
reklamı bu şekilde yapılınca aldanmamak elde değil.
 
İşin bilimi, matematiği kimyası açıkladığım gibi. Benzin satan firmalar
sokakta araçların sadece binde birinin ihtiyacı olduğu halde güzel reklam ve
pazarlama yaparak aynı benzini size pahalıya satmaya bayılıyorlar. Bunu
yurdum insanının birbirine gaz vererek körüklemeside bir olay tabi.
 
Ayrıca az yaksa bile, litresi daha pahalı, ne kar ettinizki?
 
Dizel araçlarda ÖZELLİKLE düşük oktan tercih edilir. Çünkü bu tür motorlarda
buji bulunmaz ve yakıtın kendinden tutuşması tercih sebebidir. Bu sebeple
dizellerde setan sayısı bilgisi verilir. Setanı yüksek mazot daha kolay
kendiliğinden tutuşur.
 
Bazı gelişmiş teknolojiye sahip otomobiller yüksek oktan ihtiyacı olsa bile
düşük oktanla çalışabilmekte. Bu tür araçlarda 95/98 kulanabilirsiniz ama 98
kullanırsanız daha iyi olur gibi ibareler bulunur. Bu araçlarda motor
işletim sistemi vuruntu algıladığı zaman ateşlemeyle oynayarak motorun zarar
görmesini engeller ve düşük performansta verse çalışır. Ama ancak yüksek
devirlerde yüksek akselerasyon kullanımda farketmektedir.
 
Piyasadaki otomobillerin TAMAMINA YAKININDA 95TEN YÜKSEK OKTAN HİÇBİRŞEY
FARKETTİRMEYECEKTİR.
 
Bazılarındaki farkta fiyatına deymeyecek/hissedilmeyecek oranlarda
olmaktadır.
 
Sıradan otomobili olanlar zaten konuyu hiç düşünmemeli, ekstrem yüksek
performansa sahip otomobil sahipleride otomobilin KİTAPÇIĞINA BAKMALI.
 
 
 
Yani eşe doşta servise vs sormayın. Sizden daha iyi bilmek zorunda değiller.
 
(Ülkece bu huyumuzdan vazgeçmeliyiz, kullanma kılavuzu diye bişey var ! )
 
 
 
Bizim aradığımız yüksek oktanlı DEĞİL uygun oktanlı ama uygun fiyatlı YÜKSEK
KALİTELİ benzin.
 
 
 
Buda adı sanı belli ve şekli şemali düzgün istasyonlardan elde edilebilir.
Bir benzinin özellikleri sadece oktan ve enerji içeriğinden ibaret değildir.
Motoru temizleme özelliği, istasyonun kalitesi vs bunlarda önemli J
 
arkadaşlar oktan konusunun gayet açık bir şekilde anlatılıp aklınızda soru kalmadığını tahmin ediyorum..saygılar (forumdonanımhaberdeki şubat2007tarihli 5sene önceki yazımdır)

7
Sohbet / kaskonun bu fikrinden kötü koku geliyormu sizede?
« : 13 Şubat 2012, 16:11:22 »
Aracım aksigortadan kaskolu aksigortadan geçen sene kasko yaptım ve bu senede eğer bu soruma kötü kokular geliyo izleniminde cevaplar alırsam aksigortaya kasko yaptırmıcam.Satıcı acente çekici bizdense fiyat daha düşük çıkıyo diğeri ise daha yüksek dedi ben bir anlam veremedim sorularımada tatminkar cevap alamadım açıkcası.Acaba allah korusun bir pert halinde aracımı yetkili servise çekmek yerine kendi  istedikleri birsanayiye çekebilmek içinmi bunu yapıyolar fikriniz nedir ona göre kasko şirkteimi değiştircem 5günü kaldı aklıma takılıp duruyo...saygılar         ( gerçi aracım citroen c5 ve yan sanayi parçasının oldugunu pek zannetmiyorum türkiyede ama kasko firmalarından hep korkmuşumdur henüz hiç kaza yapmadığım için allah korusun kaza anında ne yapacaklarını kestiremiyorum bile)

8
Benim Arabam... / Bu benim sürüngen C5'im
« : 13 Şubat 2012, 01:41:14 »



9
Tanışma / Ortamınız harika bende geldim;)
« : 13 Şubat 2012, 01:32:38 »
gerçekten bu forumu üye olmadan bir süre takip edince gördümki cidden mükemmel bir noktaya gelmişssiniz her manada...sadece şapka çıkartıyorum.Bende citroen C5 sahibi olarak aranıza trabzondan katıldım iyi forumlar herkeze...saygılar  unutmadan ilk aracımız skoda favoritGLX silver line idi ve o deneme göre 95/96 yıllarında herşeyi olan bir araçtı hala aklımda ilk olarak önemli bir yeri vardır araba sürmeyide skodada öğrenmiş oldum ;)

Sayfa: 1