škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - hiko

Sayfa: 1 2 3 ... 29
1
Paylaşım / Çocuk Yetiştirmek!
« : 20 Nisan 2016, 13:45:23 »

2
Teknik Bilgi Paylaşımı / Tavsiye edebileceğim lastikci
« : 18 Nisan 2016, 15:32:25 »
Merhaba Arkadaşlar,
3-4 yıldır iş yaptığım bir yerdir. Tavsiye ederim. Sahibi Efe Bey' e ismimi verirseniz fiyat konusunda yardımcı olacaktır. http://www.firmasec.com/firma/rmbfdz-06-oto-lastik/
GSM: 0546 274 42 06
Ben dün değişim yaptırdım, yazlıkları taktık(hazır jantlı -jantlar sökülmeden ) balans+ otel dahil 40 tl , Kışlıkları takarken 30 TL idi. Özellikle sordum zam mı geldi diye. Bana duvardaki fiyat listesini gösterdi.  Listeyi dikkate alırsanız benim yaptığım işlem 70 tl yi bulur.
Peki gelecek arkadaşlara ne yapacaksın diye sorunca ismini versinler ben sana yaptığım uygulamayı onlara da uygularım dedi, onun üzerine paylaşım yaptım.

Markalı lastikleri de bulunduruyor, ön takım için de ayrıca ustası var. Pasta cila da yapmaya başlamış ama güvenemem.

3
Paylaşım / kan ihtiyacı
« : 10 Mart 2016, 12:38:01 »
Arkadaşlar, yarın sabah kalpten ameliyat olacak olan kayınvalidem için taze kana ihtiyaç vardır.
ARh(-) kan grubu olan arkadaşların, bugün test yaptırıp, yarın sabah taze kan vermeleri gerekiyormuş.
Şimdiden teşekkürler.

Hasta yakını:  Adnan GÜVEN: 0532 617 97 46

                      Hikmet DEMİRTAŞ: 0555 374 06 34


Hasta adı: Zöhre GÜVEN
Hastahane: Çukurambar KORU hastahanesi
8. kat ,809 no' lu oda

4
Videolar / 80 yıların araba reklamı izlemeyen pişman olur
« : 12 Şubat 2016, 16:51:09 »
80 ' li yılların araba reklamı...izlemeyen pişman olur....http://alkislarlayas...l-isuzu-reklami

5
Paylaşım / B i l g i l e n d i r m e
« : 01 Şubat 2016, 16:05:29 »
Arkadaşlar, bana gelen maili sizlerle de paylşamk istedim, yönetim uygun görürüse paylaşıma açılamsında fayda gördüm..



Genel olarak gruplara isteği dışında üye yapıldığını düşünenler mutlaka okuyun!!!

Bugün size gruplara isteği dışında üye yapıldığını düşünen ve grup moderatörlerine lanetler yağdıran mail adresi sahiplerinin durumları ile ilgili bir açıklama yapacağım.
 
Lütfen dikkatle okuyunuz.
 
Aslında suç gruplarda veya moderatörlerde değil.Neden derseniz,siz aslında mail adresinizi yahoo'dan (veya diğerlerinden) alırken gruplara eklenebilme izninizi açık tutuyorsunuz,böylece dileyen grup ya da dileyen moderatör,sizi herhangi bir arkadaşınızın vs. tavsiyesi vs. üzerine grubuna şak diye ekleyebiliyor.Adresiniz buna müsait ise,izinli bir adres ise bunun sorumlusu tabii ki o adresin sahibi ve izni verme veya kaldırma yetkisine sahip yegane kişi olarak sizsiniz.Pekiii bunda sizin bir suçunuz var mı?Bence tabii ki yok,çünkü sizinki sadece bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir sorun.
Mail adresinizi almışsınız ve kullanıyorsunuz ama ona tam da hakim değilsiniz.
Şimdi buyrun http://groups.yahoo.com/myprefs linkine tıklayın.(Bu linki bir yere kaydedin,kaybetmeyin) Şifrenizi sorarsa yahoo kullanıcı adı ve şifrenizle giriş yapın.Şimdi bu mail adresiniz (varsa buna bağlı diğer adresleriniz) liste olarak karşınızda.Mail adresinizin hizasındaki options sütunundaki Edit yazılı linke tıklayın karşınıza aşağıdaki gibi bir sayfa çıkacak.
Sizde de büyük olasılıkla "Allow group moderators to directly add me to their groups." yazılı yerin önünde tırnak mevcuttur çünkü mail adresinin default (varsayılan) ayarı budur.Bu tırnağı kaldırmadığınız sürece gruplara adresinizin moderatörlerce doğrudan üye yapılmasına izin veriyor durumundasınız ve moderatörlere de gruplara da kızamazsınız sizi eklediler diye :)
İkinci satırdaki  "Allow group moderators to invite me to their groups." yazısı da gruplardan size üyelik için davetiye yollanmasına izin verdiğinizle ilgilidir.Bu tırnağı da kaldırdığınızda size hiçbir grup moderatörü davetiye çağrı vs. yollayamaz.Bu iki satırın tırnaklarını kaldırıp sonra da sağ alttaki mavi düğme (save changes) ile yaptığınız değişiklikleri kaydettiğinizde artık hiçbir grup sizi isteğiniz dışında ne direkt üye yapabilir,ne de davetiye vs. gönderebilir.
Lütfen gruplara ve moderatörlere kızıp söylenmeden önce sözleşmesini "kabul ediyorum" şıkkını ( I agree)  tıklayarak kullanım sözleşmesini onaylayarak aldığınız mail adreslerinizin ayarlarını inceleyip nelere izin verip nelere vermek istemediğinizi belirleyiniz.
Alıntıdır:


>

6
Merhaba arkadaşlar, iş yerinden bir arkadaş otomatik araba alacağı için ;2014 model 7000 km 'deki  136 bg 'lik diesel ASTRA/SPORT arabasını 63bin TL' ye verecek bilgilerinize.

7
Satıyorum - Arıyorum / arkadaşımdan ilk el polo
« : 09 Aralık 2015, 11:30:36 »

8
Arkadaşlar, ikinci bir arabaya ihtiyacımız doğdu, en fazla 10 bin TL civarında bugün bakınırken bu ilanı buldum öneri ve tavsiyelerinize ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler.http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-ford-ilk-sahibinden-1996-model-1.6-escort-yeni-muayene.hatasiz-235176717/detay
edit: açıklama

9
Videolar / yetenek+disiplin+ azim= şaheser
« : 01 Ekim 2015, 11:54:20 »
Sakın izlemeden geçmeyin ... özellikle 1:44 den sonrasını
https://www.facebook.com/amouhejja/videos/10153015684760491/

11
Paylaşım / Onkolog kanser olunca
« : 12 Ağustos 2015, 13:46:45 »
Onkoloji alanında 30 yıldır çalışan bir bilim adamı ve aynı zamanda bir tıp doktoru olan Prof. Dr. Vincent Castronovo, kaderin bir cilvesi ile 2011 yılında gırtlak kanserine yakalandı ve kendi
uyguladığı tedavi yaklaşımı ile bu hastalıktan tamamen kurtuldu.


Prof. Dr. Vincent Castronovo kanser ve beslenme ilişkisi konusunda çalışan dünyaca ünlü Belçikalı bir bilim adamı ve tıp doktorudur.
Bu yazıyı kendisi ile 12 Nisan 2012 de Belçika RTL radyosunda yapılan söyleşiden derledik.


Kansere yakalandım
Meslek hayatımı kansere karşı savaşmaya adadım. Bilhassa ölümlere sebep olan metastazların oluşmasını sağlayan mekanizmaların deşifre edilmesi üzerinde uzun yıllar çalıştım.
15 yıldan fazla bir süredir, bilim ve tıp dünyasında fazla üzerine gidilmeyen beslenmenin kötü huylu tümörlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde oynadığı anahtar rol üzerine yoğunlaştım.

Geçtiğimiz yıl, 2011 yılı Şubat ayında ben de reflüye bağlı olarak gırtlak kanseri teşhis edildi. Sonunda 30 yılı aşkın bir süredir mücadele ettiğim bu kötü hastalık beni kendi evimde yakaladı.

Hem doktor hem hasta olmak

Liege Üniversitesi Hastanesinden uzman bir doktor ekibi ve kendi geliştirdiğim tedavi stratejimle bu hastalıktan tamamen kurtuldum. Hastalıkla geçirdiğim bu serüvenli yolculuktan sonra, eskisinden çok daha sağlıklı bir hayata kavuştum.

Ben her iki tarafı da gördüm. Hem doktor hem hasta. Tabii benim meslekten olmam ve bu konu üzerine zaten çalışıyor olmam bu hastalığı daha iyi anlamamı ve adımlarımı ona göre atmamı sağladı.

Benim tedavi yaklaşımım 4 unsurdan oluşuyor:

Beslenme, Egzersiz, Sevgi ve Dostluk

Reflü deyip geçmeyin

Bende senelerdir reflü sorunu vardı. Bunu çok önemsemedim çeşitli ilaçlarla antibiyotiklerle bunu geçiştirdim.

Ancak sürekli olarak yukarı çıkan bu asit gırtlak dokusunu tahriş ediyor ve enfeksiyonlar oluşturuyor. Buradaki enfeksiyonları önlemek için aldığım antibiyotiklerle beraber gırtlak dokusundaki bağışıklık mekanizması duyarsızlaştı ve oluşabilecek bozuk genetiklik hücreleri yok edemedi. Ben kanser olduğumu son safha da öğrendim.

Kanserin beslenme ilişkisi

Uzun süre kanserin kalıtsal olduğu düşünüldü. Ancak kanser kalıtsal değil, çevresel etkenlere dayanan bir hastalık.

Akciğer kanserinin %90 sebebi sigaradır. Bunu herkes biliyor. Mevcut kanserlerin %40 sebebi ise doğrudan beslenme ile ilişkili.
Bazı kanser türlerinde bu oran çok daha yüksek, örneğin benim uzmanlık alanım olan barsak ve mide kanserlerinin %54ünün sebebi beslenme ile ilişkili.
Araştırmalarımız sırasında biz şüphelendik acaba bu kansere yakalanan hastaların beslenmelerinde herhangi bir şey var mı?
Daha sonra bunu bizim kanser araştırma merkezimizde inceledik. Gördük ki analiz etiğimiz hastaların tamamına yakınında bir beslenme bozukluğu var.
Araştırmayı derinleştirdiğimizde bulgularımız şaşırtıcı idi. Vakaların tamamında beslenme ile kanser arasında istatistiksel olarak göze batan doğrudan nedensel bir ilişki var.

Beslenme ile kanser ilişkisini şu şekilde izah edebiliriz. Beslenme bozukluğu bağışıklık sisteminin düzgün çalışmamasına yol açıyor, vücudu koruyan hücrelerin üremesi yeterli hammadde olmadığı için
yavaşlıyor.
Vücutta zaman zaman dış etkenlerle oluşan bozuk genetiklik hücreler yok sekteye uğramış bu bağışıklık sistemi tarafından yok edilemiyor.

Şeker zehirli

Çağımızdaki en büyük tehlike şeker. Bundan 100 sene önce yılda 1kg şeker tüketirken şu an sizin tüketiminiz 72kg oldu.

İnsan vücudu buna alışkın değil vücuda giren bu kadar şekere karşı ne yapacağını bilmiyor. Vücutta iç iltihaplanma oluşturuyor. Bizi bugün meşgul eden pek çok hastalığın sebebi bu iltihaplanmadır.
Obezitenin tıptaki adı iltihaplanmadır ve sebebi şekerdir.
MS hastalığı bir iltihaplanma hastalığıdır. Beynin bazı bölgeleri iltihaplanma yüzünden dopamin üretemez hale gelir. MS hastalığının sebebi bu dopamin üretememedir.
Kanserinde gelişmesi için ortamı hazırlayan bu iltihaplanmadır.
Yetersiz beslenen zenginler
Yetersiz beslenme yiyeceğin az olduğu fakir ülkelerin sorunu değil. Günümüzde zengin saydığımız batı ülkelerinde bir yetersiz beslenme söz konusu.
Tükettiğimiz besinlerin çoğu endüstride işlenip rafine ediliyor ve faydalı her şeyden arındırılıyor. Örneğin ekmek buğdayın en faydalı olan kabuğu atılarak yapılıyor. B12, protein ve demir gidiyor geriye saf nişasta yani şeker kalıyor.
İlginçtir ki gıda endüstrisinin diğer bir kolu da bu artıkları alıp bunlardan vitamin destek ürünleri yapıp bize ayrıca satıyor.

Palmiye yağı zehirli

Bize hayvansal yağların kötülüğünden bitkisel yağların iyiliğinden bahsedilir. Oysa bitkisel bir yağ olan palmiye yağı toksik bir yağ.
Maalesef palmiye yağı gıda endüstrisinde en çok kullanılan yağdır. Bugün süpermarket raflarında gördüğünüz ve üzerinde "bitkisel yağ" yazan yiyeceklerin neredeyse tamamında palmiye yağı kullanılır. Çünkü diğer yağlara göre sıcaklığa çok dayanıklıdır. Gıdalar işlenirken uygulanan yüksek
ısılı işlemlere dayanıklıdır. Bu yağ ayrıca uzun süre yapısı bozulmadan durabilir. Bu şekilde hem yiyeceklerin raf ömrü uzatılmış olur hem de fabrikada yağı depolama ve üretme maliyeti düşürülür.
Son zamanlarda gıda şirketleri yaşanan ekonomik kriz yüzünden karlılıklarını koruyabilmek için maliyet düşürmeyi iyice ön plana aldılar. Örneğin diğer yağların yerine palmiye yağı kullanılması onların karlı
kalabilmesine yardım ediyor. Bu yüzden daha çok şirket bu yağı kullanmaya başladı.
Ben herkesi uyarıyorum bu yağ toksiktir, kanserojendir lütfen palmiye yağı bulunduran yiyeceklerden uzak durun. Henüz bu yağın kullanımı yasaklanmadı, ancak yaptığımız baskılarla Avrupa Birliği
geçtiğimiz günlerde palmiye yağı bulunan gıdaların üzerinde bunun açıkça yazılması için bir yasa çıkardı. Bundan önce sadece bitkisel yağ yazıyorlardı. Bitkisel yağ dedikleri ise çoğu zaman bu palmiye yağıdır.

Kanseri nasıl yendim?

Önce tıbba güvendim. Ancak bununla bırakmadım beslenmemi planladım ve besin destekleri kullandım. Kemoterapi sırasında probiotikler kullandım. İnsanın barsağında bizim için vazgeçilmez olan bakteriler vardır. Bu bakterilerin bizim için hayati önemi vardır. Bunlar olmadan bazı besinleri hazmedemeyiz. Ayrıca gerekli bazı enzim ve vitaminlerin üretilmesini sağlarlar. İlginç bir nokta şu,
geçtiğimiz günlerde aslında beynimiz ile barsakta yaşayan bu bakteriler arasında karşılıklı bir iletişim olduğu bulundu.
Kemoterapi sırasında maalesef barsaklardaki bu bakteriler ölüyor. Bu yüzden onları yenilemek için
probiotik kullandım. Probiotikler bu bakterilerin uyur halde bulunduğu kültürüdür. Bunlar barsağa yerleşir ve azalan veya yok olan barsak florasını yeniler.
Bunun yanı sıra vitamin hapları aldım. Mineraller aldım.

Omega-3 yağlarını düzenli olarak beslenmeme dâhil ettim.
Yeteri kadar protein aldım.
Kızartmaları kestim.
Hepsinden önemlisi ise şeker almayı kestim.

Doktorlarım çok açık fikirli idi benim getirdiğim önerileri her zaman değerlendirmeye aldılar. Böyle bir şansım oldu. İletişimim diğer hastalara göre çok daha kolay oldu.

Çiğnemenin önemi

Memelilerin beslenmesinin ilk ve en önemli aşaması çiğnemedir. Maalesef sosyal yaşam biçimimiz ve değişen ve rafine olan gıdalar bizleri çiğneme davranışından uzaklaştırdı. Çiğnemek bizler için biyomekanik bir olaydır ve vücutta bazı sistemleri harekete geçirir. Bunun yansıra parçalanan gıdalar
kolayca hazmedilir. Barsaklarda oluşan gazların sebebi iyi çiğnememedir.

Önerdiğimiz kanser tedavisi

Biz merkezimizde hastalara bir kan testi yaparak hangi vitamin, mineral ve yağların eksik olduğunu tespit ediyoruz.
Buna göre hastaya uygun bir beslenme planı oluşturuyoruz. Çünkü zaten bir kere yetersiz ve yanlış beslenme yüzünden insan hasta olmuş. Hastalığın tedavi sürecinde bu yanlış mutlaka giderilmeli ve vücutta eksik olan ne varsa beslenme ile yerine konulmalı. Aksi halde bir iyileşmeden söz edemeyiz.

Yiyecekleri çiğneyin ve strese kapılmadan yavaş yavaş yiyin. Yemek yemeyi aceleye getirmeyin yemek için kendinize zaman ayırın.

Yağlı balıkları tüketmeyi ihmal etmeyin. Ton balığı tüketin, bu balığın içinde yüksek miktarda vücut için dışardan alınması şart olan yağ asitleri bulunur. Bu yağ asitlerini vücudumuzun çalışması için
gereklidir. Ancak vücutta üretemeyiz dışardan alınması gerekir. Haftada en az 3 kez yağlı balıkları tüketin.
Şekerden uzak durun. Şekeri ve türevlerini (nişastalar, karbonhidratlar) hayatınızdan çıkarmaya çalışın. Hızlı şekerleri kesinlikle tüketmeyin.
Brokoli tüketin. Bunun içinde kanserin metastaz yapmasını önleyen bir madde var.
Yağları pişirmeyin. Yakmayın. Üzerinden duman çıkan bir yağ toksiktir.
Sıcaklık yağların kimyasal yapısını değiştirip onları zehirli hale getirir.
Yağı mümkünse pişmenin son aşamasında ekleyin.
Brokoli ve diğer sebzeleri tüketirken bunları suda kaynatmayın. İçinde faydalı olan her şeyi suyuyla atarsınız. Tüketirken bunu ağır buharda pişirin. Yağını da sonradan ekleyin üstüne.
Kanınızdaki bakırı azaltın. Bunun için ıspanak tüketin.
Kızartmalardan uzak durun. Palmiye yağı ve ay çiçek yağını kullanmayın.

ALINTIDIR:

Profesör Dr. Vincent Castronovo kimdir

Profesör Vincent Castronovo, Belçika'da Liege Üniversitesi Onkoloji Araştırma Merkezinin yöneticisi ve aynı üniversitenin tıp fakültesi bölüm başkanı.
Pek çok ödül almış bir bilim adamı. Saygın uluslararası tıp ve bilim dergilerinde yayınlanmış iki yüzden fazla makalesi bulunuyor. Klinik onkoloji alanında çalışma yapan bir bilim adamı olmasının
yansıra, kendisi aynı zamanda bir tıp doktoru ve cerrah. Amerika'da ulusal kanser araştırma enstitüsünde uzun yıllar çalışmış ve 1992 yılında ilk Metastaz Araştırma Laboratuvarını kurmuştur.

12
Sohbet / Güne Güzel Başlayalım.
« : 05 Ağustos 2015, 09:32:56 »
Bir öğretmen, derslerinden birinde şu hikayeyi anlatır:

“Seyir halinde bir gemi...

Yolcular, güverteye çıkmışlar eğleniyorlardı...

Ancak, işler her zaman yolunda gitmez!..

Gemi, aniden bir kazaya uğradı ve denizin derinliklerine doğru batmaya başladı...

Güvertedeki yolcuların arasında evli bir çift bulunuyordu, korku içinde can havliyle kurtarma botuna doğru koştular...

Ancak botta sadece bir kişilik yer kalmıştı...

Adam, o an karısını ardında bırakarak botun içine atladı... Kadın, güvertede yapayalnız kalmıştı...

Gemi, neredeyse batmak üzereydi...

Deniz, kadını kendine çekiyordu...

Kadın, bir yandan dalgalarla boğuşurken diğer yandan eşine sesini duyurmak istiyordu... Söylemek istedikleri vardı... Bağırmaya çabalıyordu...”

Öğretmen, bu noktada sustu, hikayeye devam etmedi. Sınıfa şu soruyu yöneltti:

“Sizce, kadın ne söylemiş olabilir?”

Herkes bir şey söyledi. Kadının söylemiş olabileceği cümleyle ilgili tahminler çoğunlukla şöyleydi:

“Senden nefret ediyorum. Ne kadar da körmüşüm seni hiç tanımamışım...”

Aldığı cevaplar öğretmeni memnun etmedi...

Öğretmenin dikkatini bu süreç zarfında sessiz, sakin ve yorumsuz kalan bir erkek öğrenci çekti... Ona doğru yöneldi, aklına gelen bir şey varsa söylemesini cevabını öğrenmek istediğini söyledi. Çocuk bir süre sessizlik içinde kaldı ve sonra dedi ki:

“Öğretmenim, benim düşünceme göre kadın, kocasına ‘Çocuğumuza iyi bak, onu koru kolla...’ diye bağırmıştır.”

Öğretmen, hayret içerisinde kalmıştı, öğrencisine sordu:

“Sen, bu hikayeyi daha önceden duymuş muydun, biliyor muydun?”

Çocuk, kafasını salladı ve dedi:

“Hayır, duymadım. Annem, hasta olup bizi bu dünyada terk etmeden önce babama aynı bu sözcükleri söylemişti.”

Öğretmen hüzün dolu bir sesle dedi ki:

“Evet, cevabın doğru...”

Sonra anlatmaya devam etti:

“Gemi, giderek suların altına batıyor, denizin derinliklerine doğru çekiliyordu...

Adama gelince... Evine sağ salim ulaşır ve tek başına kızını büyütür, yetiştirip eğitir.. Seneler geçer... Ve bir gün adam karısına ulaşır...

Bir gün, kızları babasının ardından kalan evrakları düzenlerken hatıra defterini bulur...

Ve anlar ki...

Bu yolculuğa çıkmadan önce annesi amansız bir hastalığa yakalanmıştı... fazla zamanı kalmamıştı...

Ve aslında o hassas anda, babası kızlarını büyütebilmek için hayatta kalma umudu yakalamıştı...

Babasının yazdıklarını okumayı sürdürür:

‘Aslında o kadar can atıyordum ki okyanusun derinliğinde seninle birlikte olmak için... Buna rağmen kızımızın uğruna, senin tek başına dalgalar arasında kaybolmana razı oldum’...”

Hikaye, böylece son bulur...

Sınıf, derin bir sessizlik içindedir...

Öğretmen, öğrencilerinin bu hikayenin içerdiği ahlaki dersi almış olduklarını anlar...

Ders, bu dünyadaki ‘hayır ve şer’le, ‘iyilik ve kötülük’le ilgilidir...

Her işin, her olayın, her durumun ötesinde; her bağırışın, her sözün ardında bazen öyle karmaşık durumlar mevcuttur ki onların idrak edilmesi çok zordur...

Bu nedenledir ki asla yüzeysel düşünmeyelim ve anlamadan, idrak etmeden kimseyi yargılamaya kalkmayalım...

Hesap ödeme konusunda hevesli olanlar, cepleri parayla dolu olduğu için değil dostluk ve arkadaşlığa paradan daha çok değer verdikleri için,

Çalışma hayatında her işi yapmak için istekli olanlar, ahmak oldukları için değil sorumluluklarını iyi bildikleri için,

Her kavga ve tartışmadan sonra ağızlarını özür dilemek için açanlar, suçlu oldukları için değil sizi gerçek dostu olarak gördükleri için,

Size mesaj gönderenler, yapacak başka işleri olmadığından değil sizin sevginizi kendi canlarında ve yüreklerinde taşıdıkları için yaparlar.

Gün gelecek hepimiz birbirimizden ayrılacağız... Sohbetlerimizi, yürekten özleyeceğiz...

Rüyalarımızı hatırlayacağız...

Günler, aylar, seneler birbiri ardına öyle büyük bir hızla geçer ki...

Ve artık geridekilerle hiçbir bağlantı kalmaz...

Ve bir gün çocuklarımız bizim resimlerimizi görüp soracaklar:

“Kim bunlar?”

Biz gözlerimizde saklı gözyaşlarımızla, acı bir tebessümle onları kalbimizin en derinlerinde hissederek diyeceğiz ki:

“Onlar ki yaşamımın en güzel günlerini birlikte geçirmiş olduğum insanlar...”

Alıntıdır.::)Sripad Ramaray

13
Merhaba arkadaşlar, resim çekmek aklıma gelmedi, ama bugün çekebilirsem yarın paylaşırım. 2009 model Roomster pandizot' un taklıdığı plasitik pim uzun yoldan zorlanmadan dolayı yarıya kadar kırılmış esnek bir malzeme olduğu için japon yaapıştırıcı tabir edilen yapıştırıcı ile denedim olmadı. Aslında malzenmeyi ısıtarak, deneme lazım ama ... ben sizlerden gelecek önerileri de dikakte almak istedim. Bu konuda tecrübesi veya bilgisi olan var mı?

sabah sabah acale ile çektiğim resim..
edit. resim ilavesi..

14
Sohbet / Eniştem için kan ihtiyacı oluştu
« : 15 Temmuz 2015, 14:03:54 »
Arkadaşlar, teyzemin kocası eniştem için  ARh pozitif kana ihtiyaç vardir , durumu acil değil ancak, bayram girmesi nedeni ile bulundurmak istiyorlar. Durumu müsait olup da kan vermek isteyen olursa bana (0555 374 06 34 ) veya teyze oğluna Hakan ÖZBAY' a (0 532 373 58 76) ulaşabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
Hasta adı; İsmet ÖZBAY ..
Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğit. ve Arş. Hast.Göğüs hastalıkları bölümü
4. kat Oda No. 413.

15
Şaşmaz 1.caddeden giriş

İş yeri

Serkan USTA,

Yardımcıları

Değişen parçalar



Yeni parçalar

65000 km de kayışın geldiği hal..(6.yıl)




Bakım malzemeleri



Disk ve balatalar da3-4 ay sonra değişecek

Benim düldül yüksekler de gezermiş..

Her yerde göremeyeceğiniz bekleme salonu.


Ayakkabı ile girmek yok,


Sonuç 850 tl  (yetkili servis sadece triger kayışı değişimine 1800 tl çıkarmıştı)

Sayfa: 1 2 3 ... 29