škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - ahmedb

Sayfa: 1 2
1
Paylaşım / bu ne sprey?
« : 20 Kasım 2012, 15:47:39 »
yeni göndermişler...
http://www.markamakina.com/Urun_76_1266_Power-Grip-Sprey-Kar-Zinciri-500ml.html
[YOUTUBE]0rGy4X9Jc_A[/YOUTUBE]

2
Videolar / nano kaplamalarda yenilikler
« : 15 Kasım 2012, 12:35:40 »
"MIT’den  beş öğrenci ve profesörleri Kripa Varanasi, cam, seramik, metal ya da  plastik yüzeyleri ekstra kaygan hale getiren LiquiGlide isimli bir madde  üretti. Bitki temelli bu madde sayesinde artık şişeden dökülmeyen  ketçap mağduriyeti ya da kanatlardaki buzlanma nedeniyle ertelenen uçak  seferleri olmayacak."
[YOUTUBE]djwahGRi5iE&gl=US[/YOUTUBE]

[YOUTUBE]GbyxPgAg-6g&feature=plcp[/YOUTUBE]

[YOUTUBE]6VAI9QxPlwc&feature=plcp[/YOUTUBE]

[YOUTUBE]144vtZ8d9f4&feature=plcp[/YOUTUBE]
not:ama sağdakinin bileği daha kuvvetli gibi:sun:

3
Paylaşım / Kola hakkında asparagas..
« : 15 Kasım 2012, 12:25:32 »
Yıllardır kolaya karşı bir argüman olarak kullanılan “kolada böcek var” iddiası kanıtlandı.

Öncelikle  Kolaya renk veren böcek olarak bilinen cochineal, gıdadan kozmetiğe  kadar birçok sektörün adeta hayat iksiri oldugunu bilmekte fayda var.O olmadan ne sosisin rengi pembe, ne rujlar rengârenk, ne de kolalar şu anki renginde olabilir.    Sağladığı kırmızı renk nedeniyle cochineal böceği, ilk olarak Aztekler  tarafından kök boyası olarak kullanıldı. Böcekten elde edilen carmine  boya pigmenti şu anda ise dünyada dev bir piyasa. En büyük alıcısı da  gazlı içecek üreticileri, gıda firmaları ve kozmetikçiler.Doğal  bir katkı maddesi olması nedeniyle de dünyada giderek önemi artan  carmine isimli katkı maddesinin hava şartlarına bağlı olarak üretiminin  bir miktar azalması nedeniyle fiyatı fırladı. Gazlı içecek firmaları  birçok fabrikada üretimi kapattı. Geçen yıl kilosu 200-250 euro olan  carmine, şu anda piyasada 450-500 euroya bile zor bulunuyor.
   KOLANIN İÇİNDE BÖCEK VAR

 Yıllardır  halk arasında asparagas olarak görülen ‘kolanın içinde böcek var’  söylentilerinin de gerçek olduğunu Türkiye’de son yıllarda oluşan  ‘cochineal’ piyasası gözler önüne seriyor. Türkiye’de carmine katkı  maddesinin yaklaşık 10 ithalatçısı bulunuyor. Türkiye’nin önde gelen  gıda katkı maddeleri ithalatçılarından Ünak Gıda da bunlardan biri.  Şirketin Genel Müdürü Atilla Kendigelen, 11 senedir carmine ithalatı  yaptıklarını açıklıyor. “Ancak son bir iki yıldır ithalatta patlama var.  Çünkü AB’ye uyum kapsamında daha önce kullanılan katkı maddeleri  yasaklandı. Fermente edilmiş pirinç de bunlardan biri” diyen Kendigelen,  Türkiye’de sadece gıda sektörünün yılda 50 ton carmine kullandığını  açıklıyor. Kendigelen, Ünak Gıda olarak yılda 15 ton civarında carmine  ithalatı yaptıklarını anlatıyor.Dev  fabrikalarda işleniyor Cochineal böceği Meksika, Bolivya, Şili, Kanarya  Adaları ve Peru’da dikenli kaktüslerin üzerinde yaşıyor. Doğal  ortamında çoğaldığı gibi kültürel olarak da yetiştirilebiliyor.  Böceklerin üretimi için büyük çiftlikler bulunuyor. Peru, Şili ve  Meksika’da bulunan büyük fabrikalarda toplanan böcekler işleme tabi  tutuluyor. Işınlanıp hijyenik hale getiriliyor. Daha sonra da toz haline  getirilerek satışa sunuluyor.
http://gundem.milliyet.com.tr/bu-bocek-altin-degerinde-/gundem/gundemdetay/14.09.2011/1438339/default.htm
   Fakat bu kolan
ı tamamen zararsız oldugu anlamına gelmiyor.

   

                   Kola İçtikten Sonraki Süreçler

 İlk 10 dakika:*10  çay kaşığı şeker vücudunuza girer (Günlük almanız gereken şeker  miktarının tamamı kadar). Fosforik asit tat alma duyunuzu keser ve aşırı  şeker yüklemesinden dolayı kusmanızı engeller.
*20 dakika:Kan  şekerinizde ani bir yükselme olur, yüksek miktarda insulin patlamasına  neden olur. Karaciğeriniz vücudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna bir  yanıt verir. Bu sadece bir kaç dakika içinde olur
*40 dakika:Kafein  emilimi tamamlanır. Göz Bebekleriniz büyür, kan basıncınız yükselir,  karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamaya başlar. Beyninizdeki  adenozin reseptörleri rehaveti önlemek için bloke olur.
*45 dakika:Beyninizde dopamin salgısı artar. Bu tıpkı eroinin vücuta yaptığı tepkimelere benzer.
*60 dakika:Kafeinin  diüretik özellikleri baş gösterir (tuvalet ihtiyacı). Bu da vücutta  depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinko’nun da beraberce dışarı atılması  demek.Bir  süre sonra şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız, kendinizi  halsiz ve bitkin hissedeceksiniz. Vücudunuzda kola ile aldığınız bütün  su tekrar dışarı atıldığı için susuzluğunuzu tekrar hissedeceksiniz.  Şeker ihtiyacını takiben, kafein isteği de başlayacak (sigaradaki gibi)  (bu olay butun cola’larda gecerlidir.)

http://www.bilimatlasi.com/2012/06/kolanin-icinde-bocek-varmi.html

4
Paylaşım / Altlı üstlü güneşlenen güzeller
« : 11 Eylül 2012, 16:06:38 »
bu da benden...:)
güzelleri dün kullandık yıkadık kurutmaya bıraktık...




5
Sohbet / papuşlar
« : 04 Mayıs 2012, 11:38:41 »
bunlardan kullanan var mı? nasıldır?
http://www.mbtturkey.com/
bir de bu siteden alışveriş yapmış olan var mıdır diye soracaktım....
neyin nesi nerededir anlayamadım?

7
Sohbet / Amerikan Rüyası...
« : 19 Nisan 2012, 12:14:55 »
çarpıcı...
[YOUTUBE]5N36bjBgrmI[/YOUTUBE]

8
Sohbet / Banka reklamındaki mesaj...
« : 06 Nisan 2012, 08:50:42 »
Banka reklamındaki mesaj

Banka reklamları o kadar yaygınlaştı ki artık küçük yaştan itibaren  insanların bilinçaltına yerleştirilen belli mesajlar sayesinde pek çok  şey toplumumuzda kanıksanmaya başladı.
.....
Eskiden televizyonlarda banka reklamları yer almazdı. Şimdi banka  reklamları küçük yaştaki çocuklara da hitap edecek şekilde sevimli hale  getirilen hayvan vs karakterleriyle beyin yıkama operasyonlarını  sürdürüyor.

Hayvanlı banka reklamındaki mesaj okurumuza göre şöyle: “Kuş kadar beyninizle, eşek gibi kredi alacak, köpek gibi ödeyecek ve biz de tavuk gibi yolacağız”.
 Çok anlamlı gelen bu mesajı kredi almak zorunda bırakılanların affına sığınarak başlıklar halinde şöyle açalım.
 Kuş Kadar Beyninizle…
 
 İnsanların çoğu maalesef asgari düzeyde bile finans okuryazarlığına  sahip değil. Hele bu bankaların adeta her gün geliştirdikleri hileli  araçları karşısında bilgi olarak çok savunmasızlar.
 Bir mağazada kredi kartlarıyla, senetlerle ödemeleri alan, her türlü  alışverişi yapan bir bayana kendi kredi kartındaki asgari ödeme olarak  tavsiye edilen rakamı değil tümünü ödemesi gerektiğini yoksa faiz ödemek  zorunda kalacağını söylediğimde verdiği “asgari ödeme yaparsam faiz  ödenmiyor diye biliyorum” cevabı çok düşündürücüydü.
 Kredi alanlar üzerinde şöyle çevrenizde bir araştırma yapın.  İnsanların pek çoğu minicik neredeyse karınca harfleriyle yazılmış  sayfalar dolusu belgenin düşünüp akletmeden her sayfasına attıkları  imzanın kendileri için nelere mal olacağından fazlaca haberleri yok.
 Nasıl bir taahhüdün altına girdiklerinin, aslında kendilerinin  attıkları imza karşılığı bankanın o miktar parayı havadan yarattığının  ve bileşik faiz denen illetle ne kadar geri ödemeleri gerektiğinin,  hangi ödeme planıyla ödeneceğinin, yarıda çıkmak istediklerinde  başlarına ne geleceğinin, önce faizin büyük kısmını sonra anaparayı  ödeyeceklerinin vs vs farkında değiller.
 Okurumuzun yorumunda söylediği gibi adeta kuş beyinli gibi hareket ediyorlar.
 Şaka değil. Yurtdışında üniversitede öğretim üyesi olan yabancı bir  arkadaş “430 bin dolara krediyle ev aldım şu anda 600 bin dolar  civarında diye seviniyordu.” Sorgulayınca aldığı evin ödeyeceği  faizlerle kendisine maliyetinin borçlar bittiğinde 900 bin dolardan  fazla olduğunu hatırlatınca yüzünün aldığı şekli düşünebilirsiniz.
 “Son beş dakika” yazısında anlatmıştık. İnsanlar bileşik faizin nasıl bir şey olduğunu kavramış değiller. Etkilerini hayal bile edemiyorlar.
 Bildik bir örnek. Oğlu için 25 yaşındaki daireye talip olan bir  vatandaş bankadan 120 bin lira kredi çekerek daireyi satın almak  istiyor. Dairenin aylık kirası 400-500 lira civarı. Kendisi %1.3 gibi  bir oranla (sudan ucuz gibi değil mi?) kredi çekmeyi düşünüyor. 10  yıllık kredi çekse yaklaşık geri ödemesi 240 bin lira, 30 yıllık çekse  daire 460 bin liraya geliyor. 10 yıllık kredi çektiğinde ayda 1900 lira  kredi ödeyecek. Yani 10 sene boyunca her ay yaklaşık 4 kira parasını  bankaya ödüyor. Çocuğunun kirasını karşılasa 3 kirayı da köşede altın  olarak biriktirse rahatlıkla evini alacak ve faiz belasına da  bulaşmayacak.
 Pek çok insan aylık %1-2 faiz oranlarının düşük olduğunu zannederek  ayrıntılı hesap kitap yapmadan, bileşik faizin nasıl bir şey olduğunu  fazlaca düşünmeden işin içine giriyor. Bu bir.
 Eşek gibi kredi alacak…
 İkinci kısımda ise..  “Eşek gibi” tabiri zaruret belirtmek için  kullanılmış. Bugün piyasada fiziksel olarak sadece 53 milyar lira para  var. İnsanların kredi çekmesi sonucu bankaların havadan ürettiği 650  milyarlık sanal kısmı dahil olmak üzere toplam 700 milyar lira civarında  para mevcut. Paranın %90’ından fazlası bankalar tarafından sanal olarak  üretilen, bilgisayar kayıtlarında var olan ancak fiziksel olarak  bulunmayan para.
 Üşenmeden hesapladık. Fiziksel olarak mevcut olan bu para  Türkiye’deki tüm çalışanlara ödenen yaklaşık 2 aylık para ediyor. O  nedenle paralar bankalara yatırılıyor deniyor. Kayıt dışılığı önleme  gerekçesine sığınılarak maaşların bankalara yatırılmasını yasal  zorunluluk haline getirdiler. Aslında nedeni çoğu durumda gerçekte  hesaplara yatan fiziksel bir paranın olmaması. Sadece kayıt  oluşturuluyor.
 Eskiden mutemetler vardı. Parayı getirip çalışanlara teslim  ederlerdi. Artık bu mümkün değil. Zira artık piyasada fazla fiziksel  para bulunmaması nedeniyle 3. aydan itibaren maaşlar ödenemez.
 Yatırılıyor denen paralar devlete ait banka hesaplarından  eksiltilerek çalışanların hesaplarında arttırılarak oluşturulan  rakamlardan yani bilgisayar kaydından ibaret. Şimdi piyasada gerçekte  para var olmayınca insanlar mutlaka ya birilerinden borç bulma durumunda  ya da kredi almak zorunda olacak. Zira para ekonomideki kan gibi.  Bulunmayan fiziksel paranın yerini kredi yani sanal olarak üretilen borç  parası dolduruyor.
 Bu durum “Teğet geçme meselesi”nde  açıklanmıştı. Piyasada 219 milyar liralık kredi kullanılmış. Bankalar  olmayan parayı havadan yaratıyor. Ama vatandaş böyle bir “beceriye”  sahip değil. Ne yapacak? Borçlarını ödemek amacıyla veya açığı kapatmak  üzere gidip eşek gibi yani mecburen kredi alacak.
 Köpek gibi ödeyeceksiniz…
 Köpekler bilindiği gibi sadık hayvanlardır. Sahiplerinin emrinden ve  yanlarından ayrılmazlar. Kredi çektiğimizde benzer şekilde büyük  özverilerde bulunup borcumuza sadık olmak zorundayız.
 Nasıl sadık olmayalım? Borç ödenmediği zaman kaşınız gözünüze bakmazlar.
 Borcunuz bitene kadar ipotek altına alınan servetiniz tehdit  altındadır. Stresten strese girer ama o borcu son kuruşuna kadar ödemeye  çalışırsınız.
 Arada bir yerde çıkamazsınız. Zira anapara ve faiz ödemeleri öyle  hesaplanır ki… Önceleri çoğunlukla faizleri ödersiniz. Siz vadenin  yarısına geldiğinizde ödediğinizin paranın büyük çoğunluğu faizdir.  Sizin asıl borcunuzun çok cüzi bir kısmı ödenmiş olarak gözükür.
 Örnek; %1,04 aylık faizle 30 yıllık 120 bin lira kredi kullanan  birisi 10 sene sonra çıkmaya karar verdiğinde kendisine 300 bin lira  üstünde borcu kaldığı belirtilir. Aldığı 120 bin liraya karşılık 300 bin  lira borç kalmıştır. İsterse çıksın.
 
 Sakın ha başına iş gelmeye görsün. İşten çıkarılır veya işleri rast  gitmezse başka borçlar bularak bu borcuna sadık olarak ödemelere devam  etmesi gerekir. Aksi takdirde hem evi gidecek hem de ipotek altına  alınan diğer neyi varsa.
 Borcuna sadık kalarak bu şekilde borçlarını ödemeye mahkûm edilecektir.
 Biz de tavuk gibi yolacağız.
 
 Tavuk yolma deneyimi olanlar bilir. Tavukların önce büyük/iri tüyleri  yolunur. Tavuk gibi, ne olduğunu anlayamadan tüylerinizin çoğu  gitmiştir bile. Ondan sonra yolma sırası küçük tüylere gelir. İş işten  geçtikten sonra borcunuza sadık olarak devam eder çıkamazsınız ve kalan  tüylerinizin de yolunmasını beklersiniz. Ya da ilgili neyiniz varsa  kaybedersiniz.
 Yandaki resme baktığınızda bu durum görülmektedir. 120 bin liralık 30  seneliğine kullanılan aylık %1,04 faizli kredinin toplam borcu 460 bin  liradır. Yani toplam borç kullanılan kredinin 3 katına çıkmaktadır.
 Ödeme planındaki faiz ödemelerine bakarsanız büyükten küçüğe  parabolik dizildiğini görürsünüz. Yani iri tüyler (faizler) başta  yolunur. Halbuki ana para ilk zamanlarda çok komik durumdadır. Siz  kredinin 1279 liralık ilk taksidini ödediğinizde 1248 lirası faiz  ödemesi kalan sadece 31 lira ise anapara için yaptığınız ödemedir.
 
 Arada bir yerde çıkmanız artık pek söz konusu değildir. Büyük tüyler  yolunmuştur. Ya borcumuza sadık şekilde “köpek gibi” kalan borcun  tamamını tek defada ya da sonuna kadar kalan küçük tüyleri de aldıracak  şekilde ödeyeceğiz demektir.
 Örnekte görüldüğü gibi ödediğiniz faiz ile anapara ödemesi başabaş  noktasına ancak 25. yılda ulaşmaktadır. Ondan önce “kaba tüyler”  yolunurken ödediğiniz faizler her zaman için anaparadan çok daha  fazladır.
 Şimdi soralım. Bu okurumuza hak vermemek mümkün müdür? Diğer yandan…  Acaba banka reklamındaki hayvan tiplemelerini üretenler de bu okurumuz  gibi düşünmüşler midir? Siz ne dersiniz?
 Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner / Haber 7

9
Paylaşım / Android: program tavsiyeleri
« : 29 Şubat 2012, 23:35:18 »
Android kullananlar forumda çoğalıyor herhalde,
bu başlık altında kulandığımız-indirdiğimiz programları paylaşsak nasıl olur?
acemi olarak ben başlayayım:
haritalarda Yandex hoşuma gitti,
Google sky map değişik güzel,zaten üstünde idi
viber ve whatsapp yeni indirdim, hoşuma gitti
games: GT free ++HD ve MC3 güzel -wifisiz yüklenmez-
foto: PicsArt

10
Paylaşım / olay yerinden...bir kaza anatomisi
« : 21 Ocak 2012, 12:15:37 »
yorumsuz
















11
Videolar / Mr.bird
« : 10 Ocak 2012, 10:20:56 »
keyiflenelim...
[YOUTUBE]nOFIQrrXggE[/YOUTUBE]

13
Paylaşım / Würth
« : 18 Aralık 2011, 23:16:44 »

14
İstek ve Öneriler / Tüketici hakları
« : 20 Temmuz 2011, 14:06:13 »
faydalı olabilir:



Merkezi Eskişehir'de bulunan Tüketiciyi Destekleme Derneği (TUKDES)  Genel   Başkanı Süleyman Bakal da internet üzerinden alışveriş yapan  tüketicinin firma   araştırması yapması gerektiğini söyledi.

Tüketicileri,  hakkında bilgi sahibi olmadığı firmalara kişisel   bilgilerini  vermemeleri konusunda uyaran Bakal,

''Mesafeli satışlarda mal    tüketiciye intikal ettiği an müşterinin 7 gün içinde cayma hakkı vardır.
Tüketici   cayma hakkını kullandığında mal satıcı ya da sağlayıcı  tarafından malın teslim   adresinden alınmak zorundadır.

Olumsuz  durumlarda tüketiciler, Tüketici Sorunları   Hakem Heyeti'ne başvurarak  hakkını aramalıdır'' diye konuştu.

15
Videolar / yer ile gök arasında
« : 18 Temmuz 2011, 14:48:14 »
ibretlik...
[YOUTUBE]xnkwhHOjv-4[/YOUTUBE]

Sayfa: 1 2