škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - GökhanBa

Sayfa: 1 2 3 ... 8
1
artık olmaması isabet olmuş

2
Sohbet / Cevap: Günlük yakıt değerleriniz..
« : 04 Eylül 2013, 16:47:29 »
erhaba arkadaşlar.Forumu kurulduğu günden beri takip etmeme rağmen çok fazla yazma şansım olmuyordu.Daha önceleri pek çok marka araç kullandım en son da kendime ait Octavia A5 FL var idi.Yeni çalışmaya başladığım işyerim özel kullanıma da izin verilen aracı tahsis edince Octi yi sattım.Ve şirketin tahsis etmiş olduğu 2013 Fluence 1.5 dCİ aracı kullanmaya başladım.Araç donanım olarak boşline diye tabir ettiğimiz baz model 85 Bg olan modelden ve beyaz renk.Önce yakıt tüketiminden bahsedelim.Arkadaşları aracı alalı 700 km oldu.Ev iş arası 25 km yarı otoyol yarı şehir içi Ankarayı bilenler için şöyle anlatayım İvedik Org sanayi-aydınlıkevler arası günlük gidip geliyorum.Aracı maksimum dikkatle kullanmama rağmen 7 litre altına hiç düşmedi.Bunu yeni olmasına bağlıyorum ve zamanla düşmesini umuyorum.Bu arada yakıtı da Shell den alıyorum
Performans olarak ise tam bir facia.Alt devirlerde araba resmen bitik.Birazcık rampa da resmen bayılıyor ve hemen 1. vites istiyor.Doğrusu bu aracı binbir çeşit ticari kaygı ile 85 beygir olarak çıkaran mühendise de firmaya da yazıklar olsun.Koca araç dışarıdan heybetli görünüyor ancak performans sıfır.
Eski şirket aracı Jetta 1.6 tdi trendline dsg ile aynı yolda ortalamam 5.5 litre idi ve araç çok çok daha performanslı idi.Yani o yüzden asla Jetta ya da octi ile karşılaştırma yapıpta bu araçlara haksızlık etmeyeceğim.

Donanıma gelince;evet boş line dedik ama bu araç bomboşline.Çünkü aracın ön konsolunda teyip ve havalandırma ızgaralarının olduğu yerde maliyeti maksimum 1 usd olacak digital saati bile çalmışlar.Bunu anlamak gerçekten çok güç.
Yine aracın kapıları bagaj ve kaputunda kaporta ayarı diye bir şey yok.Tamamen baştan savma bir üretim olmuş.Aynı şekilde çamurluk içi davlumbazlar da baştan savma bir şekilde montaj edilmiş.Tamam reno 2.eli güçlü işletme maliyeti çok çok ucuz bir araç ama 40 küsür binlik bir araçta bu kadar baştan savma olamaz bence.
Benim bundan yıllar önce 1999 model megan 1 aracım vardı ve gaz verdiğiniz zaman motor yerleşiminden ve fabrikasyon dandik motor kulakları montajı yüzünden gaza bastıkça vites kolu sallanırdı.14 yıl geçmesine rağmen Reno bu sarsıntıyı azaltmış ancak tamamen yok edememiş.Bu durum Reno Ar-ge sinin ne iş yaptığı sorusunu akıllara getiriyor.

Söylediklerimde kesinlikle marka fanatikliği vs. yapmak istemedim.Birebir nihai tüketici olarak objektif yorumlarımı yazdım.Bu aracı almadan önce mutlaka test sürüşü yapsınlar diyorum.

Sonuç olarak;benim için tüm bunlar çok bir sorun olmayıp bedava sirke baldan tatlıdır diyip aracı kullanıyorum.
Yakında bu araçla Ankara-İstanbul-Ankara yapacağım.Uzun yol tecrübe ve gözlemlerimi de buraya aktaracağım.

Herkese keyifli ve emniyetli sürüşler diliyorum.

3
Hocam bu tesisat satıldı mı duruyor mu?

4
Octavia A7 / Cevap: A7 şanzıman sorunu
« : 20 Ağustos 2013, 09:59:40 »
Hocam aynı şey benim 2011 model Jetta 1.6 TDI  DSG aracımda başıma gelmişti.Servise götürdüğümde şanzuman yağının aşırı ısındığını ve bu yüzden böyle bir hata verdiğini söyleyip hata kodunu sildiler.Bu olaydan sonra yaklaşık 15.000 km falan kullandım bir sorun olmadı.Ama siz yine muhakkak bir servise gösterin en kısa zamanda.

5
Merhaba arkadaşlar.Forumu kurulduğu günden beri takip etmeme rağmen çok fazla yazma şansım olmuyordu.Daha önceleri pek çok marka araç kullandım en son da kendime ait Octavia A5 FL var idi.Yeni çalışmaya başladığım işyerim özel kullanıma da izin verilen aracı tahsis edince Octi yi sattım.Ve şirketin tahsis etmiş olduğu 2013 Fluence 1.5 dCİ aracı kullanmaya başladım.Araç donanım olarak boşline diye tabir ettiğimiz baz model 85 Bg olan modelden ve beyaz renk.Önce yakıt tüketiminden bahsedelim.Arkadaşları aracı alalı 700 km oldu.Ev iş arası 25 km yarı otoyol yarı şehir içi Ankarayı bilenler için şöyle anlatayım İvedik Org sanayi-aydınlıkevler arası günlük gidip geliyorum.Aracı maksimum dikkatle kullanmama rağmen 7 litre altına hiç düşmedi.Bunu yeni olmasına bağlıyorum ve zamanla düşmesini umuyorum.Bu arada yakıtı da Shell den alıyorum
Performans olarak ise tam bir facia.Alt devirlerde araba resmen bitik.Birazcık rampa da resmen bayılıyor ve hemen 1. vites istiyor.Doğrusu bu aracı binbir çeşit ticari kaygı ile 85 beygir olarak çıkaran mühendise de firmaya da yazıklar olsun.Koca araç dışarıdan heybetli görünüyor ancak performans sıfır.
Eski şirket aracı Jetta 1.6 tdi trendline dsg ile aynı yolda ortalamam 5.5 litre idi ve araç çok çok daha performanslı idi.Yani o yüzden asla Jetta ya da octi ile karşılaştırma yapıpta bu araçlara haksızlık etmeyeceğim.

Donanıma gelince;evet boş line dedik ama bu araç bomboşline.Çünkü aracın ön konsolunda teyip ve havalandırma ızgaralarının olduğu yerde maliyeti maksimum 1 usd olacak digital saati bile çalmışlar.Bunu anlamak gerçekten çok güç.
Yine aracın kapıları bagaj ve kaputunda kaporta ayarı diye bir şey yok.Tamamen baştan savma bir üretim olmuş.Aynı şekilde çamurluk içi davlumbazlar da baştan savma bir şekilde montaj edilmiş.Tamam reno 2.eli güçlü işletme maliyeti çok çok ucuz bir araç ama 40 küsür binlik bir araçta bu kadar baştan savma olamaz bence.
Benim bundan yıllar önce 1999 model megan 1 aracım vardı ve gaz verdiğiniz zaman motor yerleşiminden ve fabrikasyon dandik motor kulakları montajı yüzünden gaza bastıkça vites kolu sallanırdı.14 yıl geçmesine rağmen Reno bu sarsıntıyı azaltmış ancak tamamen yok edememiş.Bu durum Reno Ar-ge sinin ne iş yaptığı sorusunu akıllara getiriyor.

Söylediklerimde kesinlikle marka fanatikliği vs. yapmak istemedim.Birebir nihai tüketici olarak objektif yorumlarımı yazdım.Bu aracı almadan önce mutlaka test sürüşü yapsınlar diyorum.

Sonuç olarak;benim için tüm bunlar çok bir sorun olmayıp bedava sirke baldan tatlıdır diyip aracı kullanıyorum.
Yakında bu araçla Ankara-İstanbul-Ankara yapacağım.Uzun yol tecrübe ve gözlemlerimi de buraya aktaracağım.

Herkese keyifli ve emniyetli sürüşler diliyorum.

6
Satıyorum - Arıyorum / Cevap: Satıyorum Fabia RS
« : 24 Haziran 2013, 13:34:56 »
Bu araç bedava gitti.Param olsa kaçırmazdım.

7
Satıyorum - Arıyorum / Cevap: Alınık TSI DSG Fabia II
« : 24 Mayıs 2013, 10:55:40 »
Alıntı yapılan: etms;434618
Akıl vermek gibi düşünme ama, arkadaşın sadece bu kombinasyonu arıyorsa İbiza da olabilir sanki? Özellikle Fabia mı istiyor bilmiyorum tabii..
Örnek ilan;
http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-seat-otomatik-2011-ibiza-1.2-tsi-hatasiz-boyasiz-125552721/detay

Tam ben de aynı şeyi söyleyecektim ki siz benden önce davranmışsınız.Bence ibizalara da bir bakın.Bazen inanılmaz düşeş fiyatlar denk geliyor.Fabia kalitesine de yakın bence.

8
Satıyorum - Arıyorum / Cevap: Satılık ilanlarından...
« : 23 Mayıs 2013, 09:13:29 »
Alıntı yapılan: mygokhan;434374
Açıklama uzun ama araç güzel görünüyor..Böyle eski model araçlarda böyle güzelini bulmak güç..Ancak fiyat yüksek gibi..10.bin'den fazla etmez/etmemeli/ fazla parada verilmemeli..


Kesinlikle size katılıyorum.Hatta 10 bin bile fazla bu araca ama biraz düzgün arabası olan abartı fiyatlar isteyebiliyor.
Serbest piyasa işte ne denilebilir ki..

9
Tanışma / Cevap: selam :)
« : 22 Mayıs 2013, 15:47:35 »
Hoşgeldiniz.

10
Sohbet / Cevap: Kazada eski otomobil ile yeni otomobil farkı..
« : 22 Mayıs 2013, 15:46:47 »
Alıntı yapılan: coolpassenger;434350
yıllarca araba ithalatına engel olan, milletimizi; doğan, şahin, kartal vb. türevleri bilumum kuşları almaya mecbur bırakıp kazıklayan-dolandıran-soyan koç grubunun değerli üyeleri baksınlar bu resme. Beyefendiler yerli otoya da karşılarmış. neden acaba ?


Çok haklısınız...

11
Sohbet / Cevap: VW Türkiye Operasyonları
« : 22 Mayıs 2013, 15:42:03 »
Hocam uzun yıllar Doğuş Holding bünyesinde çalışmış birisi olarak çok net söyleyebilirim ki Doğuş Grubu elinden böyle karlı bir işin gitmesine izin vermez.Ha VW kendi gelse bile Türkiye'ye Doğuş bundan bir şekilde yine nemalanmaya devam eder ve bizi yine öpmeye devam ederler.
Özet:Bu vergi sistemi bizde olduğu sürece kimse ucuz araç ve ucuz akaryakıt hayali kurmasın.

12
Benim Arabam... / Cevap: Yine Yeniden Octavia
« : 22 Mayıs 2013, 15:38:08 »
Hayırlı uğurlu olsun,güle güle kullanının.

13
Sohbet / Cevap: Babama ayarı verdim :D
« : 14 Haziran 2012, 21:01:19 »
Alıntı yapılan: ugurcnplt;369335
arabanın benzindeki derdini halletmeden lpg ye geçme derim.arabaya hiç binemezsin sonra.
Kesinlikle katılıyorum.
Ayrıca Atiker yerine birazcık daha pahalı ancak daha kalitelli lovato,landirenzo vs. markaa lpg kitlerinide muhakkak araştırmanı öneririm.
Sonra çok pişman olabilirsin.İyice araştırın derim.

14
Arkadaşlar son günlerde heryerde karşımıza çıkan gıda terörü haberlerinin yarattığı şoku daha üzerimden atamadan dün internette bir çok lüks 5 yıldızlı otelde çalışmış bir aşçının itirarlarını ibretle okudum.
Buyrun sizde okuyun.Alalhım bizi vicdansızlardan koru yarabbim..
 
''Eğer her şey dahil sistemin uygulandığı bir otelde tatil yapacaksanız kulak kabartınız. Aşağıdakileri peşinen
kabul etmiş oluyorsunuz.
Kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanırız. Bu da yapısı gereği fazla süner. Ne kadar pişirirseniz pişirin
elastiki bir yapısı vardır. Müşteriler genellikle çok az pişmesinden şikayetçidir.
Balık olarak Alabalık ya da Kuzu Balığı vardır. Kuzu Balığı da tercihen tuzda pişmiş olarak verilir. Aslında
tükettiğiniz şey, köpekbalığıdır. Ben hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum. Tuzda pişirmemizin nedeni,
lezzet farklılığını ortadan kaldırmaktır.
Donmuş balıklarda genelde Sudak ve Kalamar kullanılır. Ahtapot, Ege Bölgesi'nde daha yoğundur. Tabii ki bunları
biraya bastırıyoruz.
Bir gün akşam büfesinde kalan 50 - 60 kg. eti, tabii ki çöpe atmıyoruz. Bu, müsrifliktir. Stajyerlere sosu
yıkatıyoruz ve başka bir sos ile bağlayarak ertesi gün büfeye sunuyoruz. Örneğin Demiglace sos ile pişmiş bir
yemeğin etlerini alıp Hollandez sos ile tekrar büfeye sunuyoruz. Ama Hollandez sos öyle kolay değildir. Emeğe
saygı lütfen...
Pastane bölümü... Hani bir pastaneye gittiğinizde vitrindeki o devasa boyuttaki tatlıları gördüğünüzde ve
fiyatını sorduğunuzda içinizi tuhaf bir sevinç kaplar ya... Eve gittiğinizde tüketirsiniz, tadı da çok
lezzetlidir ya hani...
Ya da her şey dahil sistemini uygulayan bir otele gittiğinizde büfede devasa boyutlarda, krem şanti ile
kaplanmış yaş pasta tarzında pastalar karşılar ya sizi. Kime sorsanız ismini bilmediği, herkesin birbirinin
yüzüne aval aval baktığı, maşa ile tabağınıza koyarken stajyer çocukların kikirdeyerek sizi izledikleri pastalar
vardır ya hani...
Evet evet onlar işte, doğru bildiniz. Biz onlara ''DOYURAN'' deriz.
Bir akşam önceden kalan artıkları çocuklar büfeden toplar, pastanedeki demi chef'ler bu tatlıları bir güzel
yoğurur ve akabinde üzerine pralin, damla drop, çırpılmış krema, en sonunda da meyve aromalı krem şanti
ekleyerek tekrar büfeye gönderirler.
Bu durumdan müşteriler şikayetçi değildir çünkü ilk önce biten pastamız bu Doyuran'dır. Hatta takviyesi
olmadığından mütevellit, bazı müşteriler şikayet ederler alamadıkları için.
Pastanelerde bu olay biraz daha hijyeniktir. Eğer sahibi çok iğrenç bir adam değilse sadece vitrindeki pastaları
kullanır.
Kasaphanede işler, bütün gelen parçalara bakar. Genelde köftelerde dana döş ve gerdan kullanılır. Eğer menüde
Adana Kebap ya da Urfa Kebap var ise yemeyiniz. Tekrar söylüyorum, her şey dahil sistemin olduğu bir otelde
Adana Kebap yemeyiniz. Elinizi bile sürmeyiniz.
Soğuk bölümünde ise işler çığrından çıkmıştır. Genel olarak, yapılan portör muayenelerinde gaita oranı çok
yüksektir. Bunun nedeni, mutfak personelinin hijyeninin yanı sıra mayonez içerikli yiyeceklerin bu bakterilerin
gereğinden fazla üremesini sağlamalarıdır. 2000 kişilik bir otelde yapılan rus salatasını, aşçıların elleriyle
harmanlamadığını düşünmez birazcık saflıktır.
Eğer Türk Gecesi var ise ve menüde çiğ köfte de mevcutsa hemen koşa koşa gidip atlamayın. Önce bir düşünün. 1
kg. çiğ köfte 2 saatte yapılıyor. Orada bulunan çiğ köfte en az 20 kg. 'dır. Eğer tam kıvamında olduğunu
düşünüyorsanız işler sandığınızdan daha kötüdür. Stajyerler ayaklarına poşet giyer ve büyükçe bir kazanın içinde
bir güzel yoğururlar. Kıvamı mükemmel oluyor ama tadını bilmiyorum. Müşteriler iyi olduğunu söylüyor.
Bütün bunlara karşın büfede hiçbir masraftan kaçınılmaz. Müşterileri aldatmak için bol bol karpuz ve kabak
dekoru yaparız. Bir gün saydığımda büfede 20 çeşit yemek olmasına rağmen 50'ye yakın dekor vardı. Önce gözünüzü
doyurmak nedir, bunu çok iyi biliriz.
Patates içeren yemekler bol kalorilidir ve tokluk hissi verirler. Çalıştığım mutfakta en az üç kişiyi patates
çuvalının başına dikerim. Sabahtan akşama kadar patates soydururum. Bir öğünde en az üç yemeğim patetes
içeriklidir, siz fark etmezsiniz de patates gördüğünüzde saldırıyorsunuz. İçgüdüsel bir şey galiba...
2000 kişilik bir otelde, sıcak büfede en az 20 kişi çalışması gerekir. Akşamları yemek yediğiniz büfenin önünde
bekleyen aşçıların sayısı 4'ü geçmiyorsa ve kılık kıyafetleri temiz ama düzensizse orada işler pek iyi gitmiyor
demektir. Ben, mesleğimi saklayarak hemen muhabbete girerim ve sıcak bölümünün yemeklerinin diğer bölümlerden
iyi olduğunu söylerim, çok yorulduklarını tahmin ettiğimden bahsederim. Hemen kaç kişi yapar, nasıl yapar, maaş
durumu nedir dökülürler. Bu şekilde otel değiştirdiğim çok olmuştur.
Mümkün olduğunca şov olarak tabir edilen, o anda hazırlanan yemekleri tercih edin. Sıra bekliyorsunuz,
biliyorum. Lezzetsiz ama hijyeniktir.
Pasta tüketecekseniz dilimlenmiş yaş pastalara ağırlık vermeyiniz. Detayına girmeyeceğim, başım belaya girebilir

15
Alıntı yapılan: yarhasan;349586
4 saatmi?
 
benim iş 20 dk da halloldu hepsi dahil
 
ayrıca siz muayeneden geçemiyecek araçları geçirtebiliyormusunuz?
Kesinlikle hayır.Yasal olmayan hiç bir şey yapmıyoruz.muayeneden geçmeyen aracı geçirtiyoruz diye asla bir şey söylemiyoruz.Biz sadece adresten adrese iş yapıyoruz.

Sayfa: 1 2 3 ... 8