škodaturkey.com
Biz bir aileyiz...

Önden De Çekiyor Arkadan Da İtiyor!

Ziyaretçi · 2 · 3533

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ugur A.

  • Ziyaretçi
 Önden De Çekiyor Arkadan Da İtiyor!


1930’lu yıllarda otomobille beraber motorsporları  da önemli gelişmeler gösteriyordu. Pistlerin kalitesi artıyor, hız  yükseliyor ve çok çekişmeli yarışlar yaşanıyordu. Bu mücadelede başı  çekense iki Alman markası Mercedes ve sonradan Audi adını alacak Auto  Union’du. İtalyan üretici Alfa Romeo, ilk zamanlar bu iki markayı alt  edebildiyse de 1930’lara gelindiğinde durum hiç de parlak değildi.  Mercedes ve Auto Union yarış otomobillerini geçebilmek için olağanüstü  güçlü bir yarış otomobili arzulayan Alfa Romeo, bu projeyi de zaten  1929’dan beri yarış otomobillerinin sorumluluğu devrettiği Scuderia  Ferrari’ye verdi. Ferrari’nin sahibi Enzo Ferrari ve mühendis Luigi  Bazzi’ye verdi. Ortaya çıkan sonuç teknolojik bir sıçramayı ifade  etmekle kalmıyor, sonradan 1947’de Ferrari markası kurulduğunda firmanın  ilk otomobili olarak Bimotore’nin gösterilmesini sağlayacaktı. Zira  önündeki kalp formlu ızgara ve amblemleri dışında herşeyiyle bu otomobil  Enzo Ferrari’nin eseriydi.




540 HP’lik güç!
Alfa  Romeo Bimotore’nin en önemli özelliği, İtalyanca isminde de net bir  şekilde belirtildiği üzere iki motorlu olmasıydı. Önde ve arkada  birbirinden ayrı sekizer silindirli iki adet 3165 cc hacimli motorları  olan otomobil, her ikisi de arka tekerleklere güç üreten toplamda 6.3  litrelik güç santraline sahipti. Üstten çift eksantrikli ve 16’şar  valfli motorlar Weber karbüratörlerle besleniyorlardı. 5400 d/d’de  270’er HP maksimum güç üreten, düz yerleşimli ve sıralı iki motorla elde  edilen 540 HP’lik güç patlaması, üç vitesli otomobili 325 km/s hıza  kadar ulaştırabiliyordu. Ortadan direksiyonlu ve bağımsız süspansiyon  sistemine sahip otomobilin ulaştığı bu baş döndürücü hız, hesaplara göre  Alfa Romeo Bimotore’nin 430 HP’lik Mercedes ve 375 HP’lik Auto Union  yarış otomobillerini kolayca geride bırakmasını sağlayacaktı. Nisan  1935’te otomobili deneyen efsanevi yarış pilotu Tazio Nuvolari,  otomobilde bazı ağırlık problemleri saptadı. Lastikler otomobilin gücü  ve 1030 kg’lık ağırlığını kontrol etmeye yetmiyordu. Otomobilin iki  yanındaki küfe misali yakıt tankları da ağırlığı artırıyordu.
Mayıs 1935’te yapılan Tunus Grand Prix’sinde hızlı  etaplar nedeniyle büyük başarı beklenen otomobil ne yazık ki, lastik  problemleri yüzünden antrenman sırasında yerini Alfa P3’e bıraktı. Onun  da birkaç tur sonra yarış dışı kaldığı Grand Prix’yi Auto Union kazandı…  Hemen ardından Libya’da yapılan Tripoli Grand Prix’sinde de çöl  sıcakları ve otomobilin ağırlığına dayanamayan lastikler nedeniyle yarış  iki Bimotore ancak 4 ve 5. olabildiler.
Alfa Romeo Bimotore’nin yegane başarısı, Grand Prix  yarışlarının Avrupa’ya döndüğü 26 Mayıs 1935’te gelebildi. Berlin’de  yapılan Avusrennen Formula Libre yarışında Nuvolari’nin takım arkadaşı  Louis Chiron’un Mercedes pilotu Fagioli’nin ardından 2. gelebilmesi  oldu.
 [FONT="]Sadece iki adet üretilen Bimotore’nin kısa yarış kariyeri, o yılın Temmuz ayında sonlandırıldı ve Nuvolari ile Scuderia Ferrari tarafından bir rekor otomobili olmasına karar verildi. 16 Haziran 1935’te Floransa-Livorno arasında bir km’den uzun bir mesafe boyunca 323 km/s hızda ilerleyebilen otomobil, 364 km/s’lik rekor hıza ulaşmayı başardı. Kısa zamanda pistlerden tamamen çekilen otomobiller, ilerleyen yıllarda Arese Milano’da açılan Alfa Romeo ve Maranello’daki Ferrari Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.[/FONT]


Alıntı : http://i-motoring.com/onden-de-cekiyor-arkadan-da-itiyor



[FONT="][/FONT][FONT="][/FONT]


Çevrimdışı FF

  • Y A R D I R K I N G
  • Kahraman Üye
  • *****
    • İleti: 7364
    • Profili Görüntüle
Müzedemi yatıp kalkmaya başladın anlamıyorum ki:rm::rm::rm:
Sana belgesel hazırlattırcam, 2-3 kanala satsak köşe oluruz:rm: